Mesajı Okuyun
Old 08-10-2008, 16:30   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar yol gösterici olabilir.

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/13930
Karar: 2006/14349
Karar Tarihi: 04.12.2006

ÖZET: Dava taşınmazın ölünceye kadar bakım sözleşmesi uyarınca tescil istemine ilişkindir. Ölünceye kadar bakım sözleşmesi gereğince, bakım borcuna karşılık bir taşınmaz mülkiyetinin devredileceği biçimine uygun sözleşme ile kararlaştırılmış ise bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları bakım borçlusuna mülkiyeti geçirmekle yükümlüdür. Olayda bakım alacaklısının mirasçıları adına tapuda intikal ettirilmiş olması sonuca etkili değildir. Davanın zamanaşımı gerçekleştiğinden bahisle reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.


(818 S. K. m. 125) (4721 S. K. m. 2)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.5.2003 gününde verilen dilekçe ile noter ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 25.9.2006 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, 34 parsel sayı taşınmazın 20.11.1990 günlü ölünceye kadar bakım sözleşmesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.

Mahkemece, sözleşme gününden dava gününe kadar 10 yılı aşkın süre geçtiği zamanaşımı süresinin bu şekilde gerçekleştiği ve ayrıca çekişme konusu taşınmaz 16.08.2000 tarihinde davalılar adına tapuda intikal gördüğünden hukuken de teslim olanağı bulunmadığı nedeniyle dava reddedilmiş,

Hükmü davacı temyiz etmiştir.

Gerçekten ölünceye kadar bakım sözleşmesi gereğince, bakım borcuna karşılık bir taşınmaz mülkiyetinin devredileceği biçimine uygun sözleşme ile kararlaştırılmış ise bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları bakım borçlusuna mülkiyeti geçirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde mülkiyet nakli mahkemeden istenebilir.

Ölünceye kadar bakım sözleşmelerinde Yasa özel bir zamanaşımı süresi öngörmemiştir. Burada uygulanacak zamanaşımı Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce 10 yıllık zamanaşımıdır. Kuşkusuz bu süre sözleşmenin yapıldığı tarihten değil alacağın muaccel olduğu, yani bakım alacaklısının öldüğü tarihten başlar. Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin konusu olan eşya taşınmaz mal ise ve sözleşmenin yapılması ile bakım borçlusuna teslim edilerek onun fiili kullanımına terk edilmiş ise dava 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra da açılabilir. Böylesine durumlarda zamanaşımı savunmasında bulunmak Türk Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağından bu savunmaya değer verilemez.

Somut olaya gelince,

Dava konusu 33 parsel sayılı taşınmaz tapuda mesken cinsi ile kayıtlı ise de yapılan keşifte düzenlenen krokiye göre 34 parselin sözleşmeye göre davacıya bırakılan kargir ev olduğu, 33 parselin B harfli bölümünün ise 34 parselin bahçesi olarak davacı tarafından kullanıldığı saptanmıştır. Açıkçası tapu kaydında 33 parsel adı altında davalılar adına intikalen tescil edilen yer halen davacının fiili hakimiyetinde ve zilyetliğinde olan bir bölümdür. Böyle olunca zamanaşımı savunmasında bulunmak dürüst davranma kuralı ile bağdamayacağından davalıların zamanaşımı savunmasına değer tanıma olanağı yoktur. Olayda, 33 parselin bakım alacaklısının mirasçıları adına tapuda intikal ettirilmiş olması da sonuca etkili değildir. Mahkemece tüm bu hususlar üzerinde durularak çekişmenin esası hakkında bir karar verilmesi yerine davanın zamanaşımı gerçekleştiğinden bahisle reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Saygılarımla.