Mesajı Okuyun
Old 29-08-2008, 15:29   #71
ecesaka

 
Varsayılan

Bu sıralar Gonçarov'un ünlü yapıtı "Oblomov" işe gelip giderken otobüslerde bana arkadaşlık ediyor.

Konuyu merak edenler için http://www.felsefeekibi.com/forum/fo....asp?TID=35880 adresinden alıntı:

Bu kitapta önemli olan
Oblomov değil Oblomovluktur.
- Dobrolyubov-


Rus Edebiyatının hiçbir kahramanı, ne Raskolnikov, ne Mişkin, ne de prens Andrey, eski Rus insanını, hatta bütün Doğuluları Oblomov kadar açıklıkla, en özlü yanıyla temsil etmez. Doğu, belki de ilk defa olarak Gonçarov'un bu büyük eserinde kendi kendini tanımaya, Batı'dan farkını anlamaya başlamıştır.

Oblomov klasik kahramanlar gibi genel bir tip, Don Quichotte gibi,Tartuffe gibi insanlığın bir halini göstermekle birlikte, zamanına, çevresine sıkı sıkıya bağlı bir insandır.

Oblomov, yıkılmakta olan bir toplum düzeninin, Rus derebeyi sınıfının çocuğudur.Çiftliği vardır, köleleri vardır; ama kendisi bütün köklerinden kopmuş, derebeyleri gibi, onları bir kahyaya bırakıp büyük şehre, devlet kapısına sığınmıştır.

Oblomovka, yaşayışı, gelenekleri, inançları, aile kuruluşu, çalışma düzeniyle eski Rusya'dır.Oblomov'un rüyasında gördüğü bu çiftliği anlatırken, Gonçarov,eski Rusya'nın yeni bir görüşle, destanını yazmıştır.Ama 1850'de Oblomovka o kadar sönmüş, o kadar cılızlaşmıştır ki ,Oblomov bile orada barınamamış,Rus şehirlerinde yeni başlayan, fakat Onlomovka'da yetişen bir adamın kavrayamayacağı, benimseyemeyeceği bir hayata doğru sürüklenmiştir.İşte, bu iki dünya arasında açıkta kalan bir insan, Rusya'da o tarihte yaşayan sayısız insanların temsilcisidir.Oblomovka'da köylülerin hazırlayacağı ekmeği yemek için büyütülmüş Oblomov, ekmeğini kendi kazanan insanlar arasında ne yapacağını şaşırır;böyle bir hayat için ta küçükken hazırlanmamış olan iradesi yavaş yavaş söner, hayatla arası her gün biraz daha açılarak sonunda toplumdışı bir insan, kendini taşıyamayan bir yük olur.