Mesajı Okuyun
Old 31-10-2011, 12:23   #2
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Numerus Clausus
Saygı değer meslektaşlarım...

Müvekkilin abisi, annelerine ait olan tapusuz taşınmazları kadastro tespiti esnasında kendi adına kaydettirmiştir. Müvekkilin annesi bunu öğrenince 2007 yılında tapu iptali ve tescili davası açmıştır.

Davalı cevap dilekçesinde taşınmazların bir kısmını babasından bir kısmını da 3. şahıslardan 1980li yıllarda harici senetle aldığını iddia etmiş ve birkaç senet sunmuştur.

Dava dosyasından keşif kararı verilmiş, ancak çeşitli bahanelerle 17 kez keşif ertelenmiştir. 2010 yılında müvekkilin annesi vefat etmiştir. Müvekkile ve diğer mirasçılara davaya dahil olup olmayacaklarına ilişkin tebligat çıkmıştır. Ancak davalı da müvekkilin kardeşi olduğundan mirasçı sıfatını haiz olup davalı ve davacı sıfatı birleşmektedir.

Davanın seyriyle ilgili -müvekkil ve diğer mirasçıların davaya katılmaları ile ilgili- harici senetlerle yapılan tapusuz taşınmaz satışlarının geçerliliği ile ilgili bilgilerinizi ve varsa mahkeme veya yargıtay kararlarını paylaşmanızı rica ediyorum.

Tapusuz gayrimenkuller satış ve devir açısından menkul hükmündedir; yani harici satış sözleşmeleri tapusuz gayrimenkuller için şekli açıdan (sahte değilse) muteberdir.

Davada araştırılması gereken; eğer harici satış senedi sahte değilse, şekli açıdan değil de maddi açıdan satışın geçerli olup olmadığı (yani gerçek bir satışın var olup olmadığı), satıcı olarak gözükenin/gözükenlerin tapusuz gayrimenkulün maliki (veya satışa yetkili) olup olmadığı, öz anlatımla gayrimenkullerin "aslında kime ait olduğu" hususlarıdır kanatindeyim...