Mesajı Okuyun
Old 27-05-2013, 08:49   #206
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan

Bu kanunun çıkması tam bir hukuk garabeti olmakla birlikte gerek Barolar birliğinin gerekse mensubu olduğumuz baroların bu konuda yeterince duyarlılık göstermemesi esasında çok acı bir durumdur.
Biliyorusunuz ki kanun Genel Kurulda kabul edildi. Mevcut durum gereği Cumhurbaşkanın yasayı olduğu gibi onaylayarak yayınlayacağını düşünüyorum. Bu durumda tek umudumuz Anayasa Mahkemesi kalıyor. Ancak muhalefet partilerinin de bu konuda yeteri kadar duyarlılık gösterecekleri hususunda şüpheliyim. Dolayısıyla eğer bu yasada değişiklik yapılacaksa bu biz avukatlar ve bağlı olduğumuz meslek örgütlerinin çabaları ile olacaktır.

Ben konuya dikkat çekmek ve gerekli girişimlerde bulunmak hususunda İstanbul barosu ile Barolar Birliğine aşağıda yazılı olan maili gönderdim. Eğer bu tür mail ve başvurular çoğalırsa konuya daha duyarlı bakacaklarına inanıyorum. Dolayısıyla siz sayın Meslektaşlarımdan gerek barolara gerekse Barolar Birliğine buna benzer başvurular yapmanızı rica ediyorum. Belki işe yaramayacaktır ama en azında biz elimizden geleni yapalım.

-----------------------------------------------------------------

Sayın Meslektaşlarım.

Biliyorsunuz ki son günlerde, gündemde alkol yasası olarak da bilinen bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkındaki kanunda oldukça tepki çeken bir takım yasal düzenlemeler yapıldı. Ancak düzenlemelerin devam maddelerinde, özellikle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda yapılan değişiklikler ve konulan ek maddeler biz avukatları oldukça yakından ilgilendirmektedir.



Bu düzenlemeler tamamen hukuk ve adalet duygularını rencide etmekte, Anayasanın amir hükümlerini hiçe saymaktadır. Özellikle açtığımız ve/veya Yargıtay’da olan fakat henüz kesinleşmemiş olan dosyalarımızda dahi, Mahkemelerin nisbi oranda tayin etmiş olduğu karşı taraf vekalet ücretlerinin geçmişe yönelik olarak maktu vekalet ücretine çevrilmiş olması tam bir hukuk katliamıdır. Bu düzenlemenin devamı olan 23. maddeyi ise açıklayabilecek hiçbir söz yoktur. Zira bu düzenleme de insanların hak arama hürriyetine ve Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına açıkça yapılan bir saldırı söz konusudur.


Mesleğim gereği bu düzenlemelerin, tekliften kanunlaşmasına kadar tüm aşamalarını yakıdan takip ettim. Ancak üzülerek söylüyorum ki ne İstanbul Barosunun ne de diğer baroların bu yasanın çıkmaması veya düzeltilerek çıkması konusunda bir girişimde bulunduklarını göremedim.



Kanun halen TBMM Genel Kurulunda kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanının da mevcut durum gereği düzenlemeyi olduğu gibi onaylayacağı kanaatindeyim. Bu durum karşısında tek umudumuz yasanın Anayasa Mahkemesince iptal edilmesidir. Ancak muhalefet partilerinin bu konuda yeteri kadar duyarlılık gösterecekleri hususunda şüpheliyim.



Özetle; avukatın sorunları ile ilgilenen ve onların hak ve çıkarlarını korumak misyonunu üstlendiğine inandığım İstanbul Barosu ile siz sayın meslektaşlarımdan, konuyu duyarlılıkla takip etmenizi ve Anayasa ve milletlerarası hukuk normlarına açıkça aykırı olan bu yasanın iptali ve/veya düzeltilmesi hususunda gerekli girişimlerde bulunmanızı saygılarımla rica ediyorum.