Mesajı Okuyun
Old 13-03-2015, 13:06   #5
yasal06

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr.Tuğrul Tural
TCK 87. maddesine göre;
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
(1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Konuşmasında sürekli zorluğa,

c) Yüzünde sabit ize,

d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.
[/i]

(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
[/i]
Muayene ettiğimiz hastaların, mevcut yaralanmasının yüzde sabit ize neden olma ya da duyu-organ hasarı oluşturma olasılığını değerlendirmek için olay tarihinden 6 ay sonra kontrol muayenesinin yapılması gerektiğini belirtiyoruz. Bazı yaralanmalarda, özellikle sinir hasarı gibi durumlarda bu süre 18-24 aya kadar uzayabiliyor.

Bu durumda, bir hastayı 6 ay sonra çağırdığımızda, yaralanmanın yüzünde sabit iz oluşturduğu kanaatine varırsak, ilgili maddenin 3. fıkrası kapsamına gireceği için, işlev yitirilmesine neden olmayacak şekilde duyu-organ zayıflaması olup olmadığının değerlendirilmesi, verilecek cezayı değiştirmiyor mu?

Bu vesile ile ben size bir soru sormak istiyorum.

16 yaşında bir erkek çocuğu otobüste iken 30 35 yaşlarındaki bir adam tarafından "ellenmek, okşanmak" suretiyle taciz ediliyor. çocuk sesini çıkartamıyor; şok halinde susuyor. Sonrasında durumu ailesine bildiriyor, dava açılıyor.

Adli tıptan rapor isteniyor. İlk rapor çocuğun psikolojisinin bozulduğu yönünde iken itiraz üzerine verilen ikinci rapor "çocuğun rızası olduğu" yönünde çıkıyor.

Bu durumun, ikinci raporun teknik manada sizin nezdinizdeki - düşünce aleminizdeki konumunu merak etmekteyim. Bilgilendirirseniz ziyadesiyle memnun olurum.