Mesajı Okuyun
Old 30-05-2013, 22:06   #232
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Sezer Yiğit
Yeni düzenlenen geçici 6. Md., ne dediği belli olmayan, hukuk mantığına ve kutsal bir kavram olan "hak" kavramına aykırı bir düzenlemedir. Fikir paylaşımı açısından ben şahsen aşağıda değindiğim noktaları ileri sürerek savunmalarımı yapacağım. Tüm bu bakış açısını tamamen maddenin lafz-ı'na göre şekillendirdim. Zira "maddenin ruhunda" hak kavramını bulmak mümkün değil. Bu yazıyı yazarken bir yandan da sürekli "bizlere neler düşündürtüyorlar" diye söylendiğimi bilmenizi isterim.

1. Fıkra : Burada, bu maddenin 1956 ve 1983 tarihleri arasındaki taşınmazların kamulaştırılması ve el atılması hususunun düzenlendiği belirtilmiş. Aksi belirtilmediği sürece, bu hususu geçerli kabul etmek gerekir.

Yine bu fıkrada "bedel talep edilmesi halinde" denilerek, sadece tazminat taleplerini konu eden davalar düzeyinde bir düzenleme getirilmiş. Yani müdahalenin men'i durumunda bu madde ile bağlı kalındığını söylemek mümkün değil.

7. Fıkra : Bu madde kapsamında açılan her türlü davalarda mahkeme ve icra vekalet ücretlerinin maktu olduğunu beyan etmiş ki, bu yine 1956 ve 1983 arasındaki el atmalar için geçerli olduğu anlamına gelir. Yani 1983'ten sonraki bir el atma için idare vekilleri bu madde ve bu fıkrayı ileri süremez.

10. Fıkra : Uzlaşma hususuna ilişkin, devam eden davalarla ilgili bir düzenleme yapılmış. Uzlaşma isteğini "bildirilebilir" diyerek açılmış davalarda uzlaşmayı şart koşmamış.

13 Fıkra : 4.11.1983 tarihinden , bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar el atılıp kamulaştırılması yapılmayıp, idare tarafından kamulaştırılması yapılmaya başlanan taşınmazlardan, kısaca açılmış olan "tespit ve tescil" davalarından bahsediyor. İşte madde metni ;

"4/11/1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde...

Bu hususa ilişkin vekalet ücretlerinin 7. fıkra hükümlerine göre maktu olacağından bahsetmiş -ki zaten öyle.. Yani olanı söylemişler.

Ayrıca ödeme hususuna bir düzenleme getirmiş ve bedel tespit ve tescil davalarında ödeme şartını 8 fıkraya bağlamış.

Oysa şu an yürürlükteki Kamulaştırma Kanunu'nunda "dava bitmeden evvel idare tespit edilen taşınmaz değerini depo etmek" durumundadır. Bu kanun metnini hazırlayan "meslektaşlar" keşke önce kamulaştırma kanununu açıp bir okusalarmış.

Yine aynı fıkra içinde "bu fıkra kapsamında kalan her türlü taşınmaz için ise 7. fıkra hükümleri uygulanır" diyerek maktu vekalet ücretine işaret etmiş.

Oysa bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar zaten 1983'ten sonra kamulaştırılmadan el atılmış olup, idare tarafından tespit ve tescil davası açılmış taşınmazlardır. Yani daha önce söylediğini bir daha söylemiş, yeni bir şey eklememiş. Bu fıkranın kapsamına giren taşınmazların hangisi olduğunu, fıkradan alıntı yaparak tekrar işaret edelim ;

"4/11/1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde..


Ayrıca yine bu maddenin 10. fıkrasında, imar uygulamasından dolayı el atılmış taşınmazların davalarının idare mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden bahsedilmiş. Oysa madde en baştan kendisini 19856 ve 1983 arasında fiilen el atılıp, kamulaştırılması yapılmamış taşınmazların durumunu düzenlemekle mükellef tutmuş. Yani 1. fıkraya baktığınızda, 10 fıkra bu maddenin düzenlediği alana girmemektedir!!!

Tüm bu hususlara ek olarak bir çok kanunumuzda "makable şamil" kavramı, " kazanılmış hak" kavramı vardır ama sanıyorum bu maddeyi hazırlayanların bu gibi kavramlardan pek haberi yok.

Son olarak böyle bir yazı yazmak zorunda kalmamız bir yana, bana kalırsa böyle bir madde hazırlayıp komik duruma düşmek çok daha kötü bir şey olsa gerek..
Sezer bey; bu faydali cozumlemeniz icin size tesekur ederim. gercekten aciklamalariniz oldukca mantikli ve cozume yonelik. izniniz olursa savunmalarimda bu fikirlrinizden yararlanmak isterim. umarim hakimlerde bu sekilde dusunurler.