Mesajı Okuyun
Old 19-12-2006, 11:01   #11
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Feministleri nasıl bilirsiniz, sorusu oldukça kişiselleştirilebilecek yanıtları saklar aslında. Bu soru yanıtlanırken de genellikle feministlerin kişilik özellikler ön plana çıkarılır. Öyle sanırsınız ki herkes en az kırk beş feministle yaşıyor çevresinde.

Feminizm burjuva bir hareket midir ya da feministler burjuva kökenli midir? Bütün entellektüel hareketlerde biraz bu koku vardır.

Feminizmin tanınma biçimi genellikle kötü gazete haberleri, fevkalade öfkeli kadınların bağırış çağırışları ile yer aldığı tuhaf tv toplantılarının üzerinden gerçekleşmektedir. Aslında kadınların öfkeli olmasında şaşılacak bir yan çok da bulunmamakla birlikte, yöntem amacı aşmaktadır. Bunun için soru feminizmi nasıl bilirsiniz değil, feminstleri nasıl bilirsiniz olarak sorulmaktadır.

Zira "feminstleri bilmek" her daim "feminizmi" bilmekten daha kolaydır. Feminizmi bilmeyen feministleri bilmek ise en kolayıdır.

Yaygın bir davranış biçimi olarak işitsel öğrenmeye eğilimliyiz,bence. Okumak yerine duymakla geçiyor öğrenme sürecimiz. Okulda hoca anlatır, duyar inanırız. TV'de konuşmacı anlatır, duyar, inanırız. İnancımızın altında ise bir birikmden ziyade, karşımızdakinin maniplasyon gücü, yani aklı ve bizim çıkarlarımıza, sağduyumuza, vicdanımıza uygunluk olur. o sağduyu ve vicdandır ki, çoklukla hiçbir bileyden geçmemiş, akıl yürütmeler ve sıkı bir retorik karşısında zaten çuvallamaya hazırdır. Karşınızda size feminizmi bağıra çağıra anlatan birini görürseniz , fazlasını eşelemeden feminizmin bir "tiz ses" bir bağırış olduğuna ikna oluverirsiniz.Kulağının tırmalanmasını da pek çok kişi hoş karşılamaz.

Bir kadını feminizme yönlendiren şey öfkesi olabilir, onu terk eden bir sevgili olabilir, dayakçı bir koca, baba, anne olabilir. Bence hiçbir sakıncası yok. Önemli olan ilk yönlenmeden sonra ne yaptığınız.
Feminism tiz bağırışların alanı değildir. Bir çığlık atıldığı doğrudur, ancak bu çığlıktan elimizde kalan basit bir kadın-erkek eşitliği modeli değildir. Feminist entellektüeller tüm sistemleri topa tutmuş ve herşeyin gözden geçirilmesini talep etmişlerdir. Bu talepleri özellikle sosyolojik alanda ve kültürel çalışmalar disiplininde ciddiye alınmaktadır.
Dünya elbette kadın sorunundan ibaret değil. Ancak bu sorunun aşılması tüm ilişkileri değiştirmeye adaydır.


Saygılar.