Mesajı Okuyun
Old 13-02-2006, 14:24   #2
Burhan Sezer

 
Varsayılan

Sayın sergun.
Limited şirketin kamu borcu öncelikle şirketin malvarlığından tahsil edilir. Malvarlığından tahsil edilemediği belgelendiği taktirde, hisseleri oranında ortaklardan tahsil edilir. Bu tahsilat da ortaklık hisse devrinden öncesi şirketin işlemlerini kapsar.
Olayınızdaki %15 hisse oranı, kamu borcunun toplamından sorumlu olunacak oranıdır. Şirketin Vergi, SSK prim veya varsa diğer kamu borçlarının %15 tutarı kadar kısmından arkadaşınız sorumlu olacaktır.
Ortaklıktan ayrıldıktan sonra kamu borcunun, kendisine isabet eden kısmı için ödeme yapmak mümkün. Konuyu detaylı açıklayacak bir yazı ile ve evrak kaydında işlem yaptırarak, kuruma başvurup ödeme yapılabilinir. Bu ödemeye rağmen ilerdeki günlerde kurumlar kendisi hakkında takibata geçebilirler. Ödeme makbuzlarını ibraz ederek işlemi durdurabilir.
Şirketin kamu borcu dışındaki üçüncü şahıslara olan borçlarından, şirket ortakları, ister ortaklığı devam etsin ister ortaklığı sona ermiş olsun malvarlıkları ile sorumlu tutulamazlar.
Hisse devrinin noter tarafından gerçekleştirilmesinden sonra tescil ve ilan edilmesi sorumluluk tarihi açısından çok önemlidir. Noter işleminden sonra tescil ve ilanın ihmal edilmesi maalesef çok yaygındır. Size yararlı olacağını düşünerek bir Danıştay kararı aktarıyorum.
Saygılarımla.


Dairesi DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar yılı 2005
Karar no 216
Esas yılı 2004
Esas no 1614
Karar tarihi 15/02/2005

KARAR METNİ
LİMİTED ŞİRKETTEKİ HİSSELERİNİ DEVREDEN DAVACININ BU TARİHTEN SONRA DOĞAN BORÇLARDAN DOLAYI SORUMLULUĞUNUN BULUNMADIĞI HK.<
Temyiz Eden : Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : ABC Gümrükleme İthalat, İhracat ve Ticaret Limited Şirketinin vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ödeme emirleri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. İstanbul 1. Vergi Mahkemesi, 5.3.2004 günlü ve E:2003/2049,K:2004/544 sayılı kararıyla; davacının 19.3.1990 günlü hisse devir sözleşmesiyle borçlu şirketteki hisselerini bir başka şahsa devrettiği, dava konusu borçların dönemi olan 1995-1996 yıllarında anılan şirketin ortağı ya da müdürü olmadığı dolayısıyla dava konusu borçlardan dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal etmiştir. Davalı İdare, yapılan takibin uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi Mustafa Bahtiyar'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı İbrahim Erdoğdu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 15.2.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
A Z L I K O Y U
Davacı, 19.3.1990 tarihinde şirketteki hissesini Beyhan Cebi isimli şahsa devretmiş ve diğer ortağın 18.9.1990 tarihinden itibaren de tek imza ile şirketi temsile yetkili kılındığı yolunda karar alınmış olup, Türk Ticaret Kanunu uyarınca Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edilmeyen bu hususların üçüncü kişi durumundaki vergi dairesini bağlamayacağı, dolayısıyla davacının şirket ortağı ve kanuni temsilci kimliğinin ve bundan dolayı da şirket borçlarından sorumluluğunun devam ettiği açık olduğundan, üçüncü şahıslara karşı bir hüküm ifade etmeyen hisse devri işlemleri nedeniyle davacının şirket borçlarından sorumlu tutulamayacağından söz edilerek ödeme emirlerini iptal eden mahkeme kararının bozulması gerekeceği oyu ile karara karşıyız.