Mesajı Okuyun
Old 20-02-2008, 04:47   #12
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Hamiline düzenlenmiş Çekde Keşidecinin sorumlulugu

Çok ilginç bir tartışma;

Tartışmanın içine insanın kendisini tatmin etmesini de sokalım.

Dokunmakla duyguları harekete geçen insan açısından konu nasıl değerlendirilecek? Yolda yürürken eski bir arkadaşınızla karşılaştınız ve doyasıyla hasretle sarıldınız öptünüz birbirinizi.

değerlendirme nasıl olacak? Kimse sizin o anda harekete geçen hormonlarınızı ölçemez.

Bu arada sayın kapgan'ın ifadesi ilgimi çekti;
Karısını yolcu eden adam ile parkta öpüşen sevgili;

şimdi sizin yorumunuza göre ben parkta karımı öpemeyecek miyim? O benim sevgilim. Ben başka insanların iki sevgili öpüşürken gördüklerinde tahrik olmaları değil, "ne güzel ya," deyip eşlerini öpmelerini beklerim.

Sayın Aydın'ın ifade ettiği olay yaşandı. Bir kısım insanlar direndi ve yasal dayanağı olmayan uygulama ortadan kalktı. Ama bu sadece idarece verilen bir uygulama kararı idi. Hiç bir yasal dayanağı ve gerekçesi yoktu. Tartışmayı çok genişletmek istemiyorum.

Değinmek istediğim diğer nokta bir ceza hükmü konulurken bunun ne kadar yoruma açık olup olmaması konusu.

Düşünün bir ceza hükmü getirişyorsunuz ama kim, nasıl yorumlanacağını bilmiyor. Böyle bir şey olabilir mi?

Neyse size bir fıkra anlatayım:

Temel bir örgüte katılmak için başvurmuş;
Demişler ki katılabilmen için 3 hafta karın da dahil cinsel ilişkide bulunmayacaksın.

Temel üç hafta sonra gitmiş;
E. Temel ne yaptın demişler;
Temel yanıtlamış:
1. Hafta kolaydı. 2. Hafta biraz zorlandım. 3. Hafta hatunla markete gittik. Hatun önce üst raftaki havluları almak için merdivene çıktı. Sabrettim. Havluları arabaya koyarken havlular yere saçıldı. Hanım toplamaya başladı. O zaman dayanamadım.

O zaman seni alamayız Temel demişler.

Temel de; boşverin zaten markete de almıyorlar demiş.

Ölçü ne, kime göre? Özellikle ceza hukukunda suç teorisinde bunlar çok önemli kavramlar.

Hukuk kurallarının toplunsal yaşamı (düzeni) korumakgibi bir işlevi olduğu kadar kurallar ile topluma yön verme yeteneği de vardır. Bunun açık örneği ülkemizde kan davası meselesinde görülür. Yıllar boyunca kanını yerde bırakan adam tetnenirken (kınanırken) yasa en ağır cezalar ile cezalandırmıştır. Bu yasanın toplumu yönlendirmek doğrultusundaki açık örneklerinden birisidir.

Öte yandan ceza hukuku ilkelerinebaktığımızda suçun açık seçik biçimde tanımlanması gerektiğini biliyoruz.

Ben ceza hukukunda yoruma yer verilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum.

Biraz dağınık oldu ama sanırım özetlememe gerek yok.

Saygılarımla