Mesajı Okuyun
Old 01-02-2013, 16:19   #4
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

7.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/6102
Karar: 2012/8281
Karar Tarihi: 22.11.2012


TÜKETİCİNİN HAKEM KURULU KARARINA İTİRAZ DAVASI - FATURADA YER ALAN KAYIP KAÇAK BEDELİNİN KAÇAK ELEKTRİK KULLANMAYAN TÜKETİCİYE YANSITILMASI HUSUSU - KARARIN KESİNLİK SINIRI ALTINDA KALDIĞI - HÜKMÜN ONANMASI GEREĞİ

ÖZET: Dava, tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiş, mahkemece kararın kesinlik sınırı altında kaldığı tespit edilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

(1086 S. K. m. 114, 432) (6100 S. K. m. 320) (2004 S. K. m. 18) (4077 S. K. m. 22)

Dava: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Karar: Dava, tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiş, mahkemece kararın kesinlik sınırı altında kaldığı tespit edilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Sonuç: Mahkemece bu yön saptanmak suretiyle HUMK.’nun 432. maddesi hükmü gereğince verilen temyiz isteminin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.


NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.

T.C.
KOZAN
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO: 2012/67 Esas
KARAR NO: 2012/86

DAVA: Tüketicinin Hakem Kurulu Kararına İtirazı
DAVA TARİHİ: 24/02/2012
KARAR TARİHİ: 06/03/2012
KARAR YAZMA TARİHİ: 06/03/2012

Mahkememizde görülmekte olan tüketicinin hakem kurulu kararına itirazı davasının dosya üzerinde yapılan incelemesinde basit yargılama usulüne tabi olan bu davada HMK’nın 114. maddesinde sayılan dava şartlarının bulunduğu, Türk Mahkemelerinin yargı yetkisinin mevcut olduğu, yargı yolunun caiz olduğu, mahkememizin görevli olduğu, kesin yetki kuralına uyulduğu, tarafların dava ve taraf ehliyetine sahip oldukları, davacı vekilinin dosyada vekaletnamesinin bulunduğu, davaya vekil ehliyetinin mevcut olduğu, gider avansının yatırılmış olduğu, dava açmakta hukuki yararın bulunduğu, aynı konuda açılmış derdest davanın bulunmadığı, aynı konuda daha önce açılmış ve kesin hükme bağlanmış bir dosyanın bulunmadığı anlaşılmakla; HMK'nın 320. maddesi gereğince ön inceleme dosya üzerinden yapılarak, uyuşmazlığın vekile tebligat çıkarılması zorunluluğunun bulunmadığına ilişkin olduğu görüldü, İİK'nın 18/3. maddesi de dikkate alınarak; tahkikat duruşması açılmasına gerek olmadığına karar verilerek;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının başvurusu üzerine Kozan Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığını, iptal davamıza konu 14.02.2012 tarih ve 2012/30 karar numaralı kararı verdiğini, verilen kararın hukuka aykırı bir karar olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini, faturada yer alıp kayıp - kaçak tahakkuku elektrik piyasası perakende satıp hizmet geliri ile perakende enerji satıp fiyatlarının düzenlenmesi hakkında tebliğ gereğince müşterilere tahakkuk ettirildiğini, EPDK, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurum olduğunu, elektrik piyasası perakende satış hizmet geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkında tebliğ, EPDK tarafından düzenlenerek, resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, kayıp kaçak tahakkuku bu tebliğde belirtilen usul ve esaslara göre hesaplanarak faturalara yansıtıldığını, bu nedenle resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tebliğ uyarınca yapılan işlemler yasal bir işlem olduğunu, tebliğ hükümleri hakkında karar vermeye görevli ve yetkili yargı mercinin idari yargı olduğunu, tüketici hakem heyeti idari yargının görev alanında olan bir konuda karar verdiğini, bu nedenlerle öncelikle Kozan Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyetinin ve Adli Yargı Mercilerinin Enerji Piyasası Denetleme Kurumu tarafından çıkarılan tebliğ hükmünün uygulanmasını engelleyici bir karar vermeye yetkili ve görevli olmadığını, tüketici hakem heyeti kararının iptalini talep ve dava etmiştir.

Kozan Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyetinin 14.02.2012 tarih, 2012/30 kararı ve ekindeki tüm belgeler celp edilerek incelenmiştir.

Dava Tüketici Hakem Kurulu Kararına İtiraza ilişkindir.

Tüm dosya müsterecatından; dosyada mevcut davalı M… Y…'a ait elektrik faturası incelendiğinde K/K Bedeli: 63.73.-TL; Per. Sat. Hiz. Bd. 8.61.-TL, PSH (Say. Oku.) bedeli: 2.46.-TL ile sis kul. bedeli 17.22.TL, dağıtım bedeli 60.83.-TL, sözleşme gücü: 7.200, enerji fonu; 3.30.-TL, Trt payı: 6.60.-TL, elektrik tüketim vergisi; 3.30.-TL, KDV: 87.77.TL bedeller toplamı: 577,40.-TL fatura kesildiği görülmüştür.

Buna göre Kozan Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının kararı yerinde görülmüştür. Tüketici Hakem Heyeti kararında belirtildiği gibi, faturada yer alan kayıp kaçak bedelinin, kaçak elektrik kullanmayan tüketiciye yansıtılması veya dava dilekçesinde yer alan gerekçeye göre enerji nakli sırasında meydana gelen kaybın tüketiciden tahsil edilmesi açıkça hakkaniyete aykırı olup temel tüketici haklarını ihlal niteliğinde görüldüğünden, tüketicinin kullanımı dışındaki bu gibi ücretlerin, tüketiciye ödettirilmesi kabul edilemeyeceğinden davacı tarafından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1- Davanın REDDİNE,

2- Davacı kurum tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,

3- Davanın niteliği gereği harç alınmasına yer olmadığına,

4- Davacı tarafça yatırılan 120,00 TL yargılama avansından kararın kesinleşmesi için yapılacak masraflar çıktıktan sonra kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

Dair tarafların yokluğunda, 4077 SAYILI KANUNUN 22/5 MADDESİ GEREĞİNCE KESİN OLARAK, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 06.03.2012

NOT: KONUNUN ÖNEMİ NEDENİYLE TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİ KARARINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.

T.C
KOZAN KAYMAKAMLIĞI
(Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı)

KARAR NO: 2012/30
KARAR TARİHİ: 14.02-2012
ŞİKAYET TARİHİ: 24.11.2011

OLAYIN ÖZETİ: Tüketici elektrik faturasında, çeşitli isimler adı altında ilavelerle, elektrik tutarının iki mislinden fazla para istediklerini, ülke genelinde kaçak kullanılan elektrik paralarının yasal olmayan yollarla alındığı, yasal olmayan K.K.B. ile Dağıtım Bedeli tahsiline, yasal olmadığından itiraz ettiğini, haksız ve ayıplı para talep edildiğini, alınan bedelin iptal edilerek tarafına iade edilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA: Sağlayıcı Müdürlüğümüz T.S.H.H.B.'lığının 30.11.2011 tarih ve 2314 sayılı yazılarına savunma vermiş olup; savunmasında Bahse konu elektrik faturalarında yer alan kayıp/kaçak bedeli şirketimizin kendi inisiyatifi ile düzenlenmiş bir bedel olmadığı, 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu dahilinde tüm yurtta ulusal tarife olarak uygulandığı, söz konusu tariflerin ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlendiği, 01.04.2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan tarifeler ise 28.12.2010 tarih ve 2999 sayılı E.P.D.K. Kararı ile belirlenmiş, tedas.gov.tr internet adresinde yayınlandığı, bu tarifeler kapsamında uygulanmakta olan; enerji bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, kalemlerine ilave olarak kayıp/kaçak bedeli ve perakende satış hizmeti (sayaç okuma) bedelleri belirlendiği, söz konusu bedellerin 2011/Nisan ayından itibaren elektrik faturalarında yer aldığını, bahse konu bedel, E.P.D.K. tarafından belirlendiği ve uygulamaya konulmuş olup, şirketin alınan bedelle ilgili bir karar söz olmadığını belirtmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Başvuru dilekçesi ve ekleri incelendiğinde; tüketiciye yansıtılan fatura incelendiğinde Kayıp/Kaçak bedeli, Dağıtım Bedeli, İletişim Bedeli adı altında tahsil edildiği; bundan başka Sayaç Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli, İletim Sistemi Kullanma Bedeli adı altında da ticari hayatın doğal sonucu olarak bir hizmet veriliyorsa bunun karşılığı bir bedelin olması gerekir. Enerji Dağıtım işi de ticari niteliğe sahiptir ve bu hizmet verildiğinde karşılığının istenmesi işin doğası gereğidir. Enerji dağıtım sektöründe enerji üretimi maliyet bedelinin yanında dağıtımı ile ilgili de bir takım masrafların olması, dolayısıyla, bu işi yapan kişilerin tüm bu masraflarla birlikte meşru bir kar ile bunu tüketiciye yansıtması da kabul edilmelidir. Uyuşmazlık konusu olay bu çerçevede ele alınmış, ücret ayrı bir başlık altında incelenmiştir:

Bilindiği gibi, enerji dağıtımında işin doğası gereği oluşan kayıp ve kaçaklar olduğu gibi, abone olmadan ve dolayısıyla hiçbir ücret ödemeden enerji kullanan kişilerin varlığı da bilinmektedir. Burada, enerjiyi abone olmadan ve dolayısıyla hiçbir ücret ödemeden kullanan kişinin bulunup kullanılan enerji bedelinin o kişiden, tahsil edilmesi esas olmalıdır. Uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde bunda başarı sağlanamadığı ve bu yüzden yeni bir düzenlemeye gidildiği anlaşılmaktadır.

EPDK kararı ile devreye giren ve NİSAN 2011 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan yeni düzenlemeye göre her aboneden %15 oranında Kayıp/Kaçak(K/K) Bedeli alınmaktadır. Bir başka deyişle, buna göre, enerji bedeli, enerjiyi kaçak olarak kullanandan değil konu ile ilgisi olmayan bir başka kişiden, yani olayımızda olduğu gibi yasal çerçevede hareket eden tüketiciden tahsil edilmektedir. Enerjiyi kaçak olarak kullanan bir kişiye ait yükümlülüğün; konu ve kişi ile hiç ilgisi bulunmayan tüketiciden tahsil edilmesi her türlü izahtan vareste görülmüştür.

Adı geçen bedelin bölge farkı gözetmeksizin tüm tüketicilerden aynı oran uygulanmak suretiyle tahsil edilmesi de ayrıca değerlendirilmeye layık görülmüştür. Çünkü bilindiği gibi, enerji dağıtım şirketleri bölge bazında faaliyet göstermektedirler ve kaçak kullanım oranları bölgeden bölgeye değişebilmektedir. Yapılan uygulama haklı gerekçelere dayansa bile, öncelikle her bölge için kaçak kullanım oranları tespit edilmeli ve bu oran sadece o bölgeye uygulanmalıdır. Buna göre, örneğin kaçak kullanım oranının %30 olduğu A bölgesindeki K/K bedeli %30 olmalı, kaçak kullanım oranı %5 olan B bölgesinin alınacak bedel %5 olmalıdır. Halbuki mevcut uygulamada, kaçak oranı yüksek olan A bölgesindeki dağıtım şirketi aleyhine, B bölgesindeki dağıtım şirketinin de lehine bir dengesizlik ve dolayısıyla haksızlık oluşmaktadır. Tüm bölgelerde eşit oranda kaçak kullanım oranı uygulandığında A bölgesindeki dağıtım şirketi bunun %15'ini geri aldığı için zarar etmekte, buna karşın B bölgesinde faaliyet gösteren şirket, bölgesinde %5’lik bir kaçak olduğu için %10 kar edebilmektedir. Netice itibariyle, bölgelerarası kaçak kullanım oranları dikkate alınmadan belirlenen%15’lik oran bu yönü ile de haksız bulunmuştur.

Kullanılan enerji bedelinin <oran> şeklinde hesap edilmesi de tüketicilerin arasında eşitsizliğe ve dolayısıyla haksızlığa neden olmaktadır. Uygulanan şekle göre 100 liralık enerji bedeli ödeyecek olan bir tüketiciden 15 lira alınırken, 10 liralık enerji kullanandan sadece 1.5 lira alınacaktır. Bu da enerjiyi çok tüketen aleyhine bir dengesizliğe neden olmaktadır. Ayrıca, uygulama kayıp ve kaçakla mücadeleyi de gereksiz kılmakta böylelikle enerjiyi kaçak olarak kullananlar lehine bir alan oluşmaktadır. Hukukun temeli, öncelikle haksızlığı yok etmek ya da cezalandırmak üzerine kurulu iken mevcut uygulama kaçak kullanımı ödüllendirirken yasal kullanımı cezalandırmaktadır.

Satıcı/sağlayıcı firma Kayıp/Kaçak bedeli, Dağıtım Bedeli, İletişim Bedeli adı altında tahsil ettiği ücretlerin gerekçesini izah edememiş, uygulamayı EPDK kararına dayandırmaya çalışmıştır. Satıcı/sağlayıcı tüketiciden ücreti kendisi tahsil ettiğine göre, gerekçesini izah edebilmeli, hatta gerektiğinde ispat edebilmelidir. Savunma bu yönü ile de yeterli görülmemiş, alınan ücretin haklı olduğuna dair bir kanıt ve dahi karine sunulmamış ve neticede yapılan uygulamanın haksız olduğu sonucuna varılmıştır.

HÜKÜM: 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasa ve ilgili yönetmelik hükümleri gereğince:

Açıklanan nedenlerle; Tüketici talebinin kabulüne, Tüketiciden haksız yere tahsil edilen Kayıp/Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, İletişim Bedeli adı altında tahsil edilen ücretlerin Satıcı/sağlayıcıdan alınarak tüketiciye iadesine, 15 gün içerisinde Tüketici Mahkemesine başvuru yolu açık olmakla birlikte oyçokluğu ile/oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı