Mesajı Okuyun
Old 03-06-2013, 14:00   #34
seçil öğün

 
Varsayılan

Müvekkil şirket, ticari ilişkisi bulunan şirketin çeklerini icra takibine koymuştur. Borçlu şirket imzaya itiraz etmiş ve mahkemece imzaya itirazı kabul edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Ayrıca icra mahkemesince müvekkil şirket %20 oranında tazminat ve %10 oranında para cezasına mahkum edilmiş, yargıtayca onanarak kesinleşmiştir. Borçlu şirket hakkında ceza davası sonuçlanmış ve şirket yetkilileri resmi evrakta sahtecilikten hapis cezası almış olup, ceza dosyası yargıtaydadır. İcra mahkemesince müvekkil aleyhine verilen tazminat, borçlu şirket tarafından ilamlı takip yapılmış ve takip kesinleşmiştir. Bu takip sonrası, tarafımızca asliye ticaret mahkemesinde, menfi tespit davası açılmıştır. Ticaret hakimi ön inceleme duruşmasında;bu davanın İİK 170/son uyarınca borçtan kurtulma davası olduğunu, icra takibine konu tazminatın, esasında bizim alacaklı olduğumuz çeklerden kaynaklı olduğunu, menfi tespit davası olamayacağını, davanın niteliği hakkında beyanda bulunmamız için tarafımıza süre verdi. Ancak; müvekkil alacaklı olduğu halde,icra takibi durmuştur. Üstelik alacaklı olmasına rağmen, bir de tazminat ve para cezası ödemeye mahkum edilmiştir. Bu durumda menfi tespit davası açmamızda ne gibi bir engel var anlayabilmiş değilim. Kaldı ki; borçtan kurtulma davası, icra mahkemesi kararının kesinleşmesinden sonra 7 gün içinde açılmalı diye biliyorum, biz menfi tespit davamızı 11. gün açtık. Bu durumda davanın niteliği hakkında nasıl bir beyanda bulunmak doğru olu, önerileriniz için şimdiden teşekkürler.