Mesajı Okuyun
Old 08-02-2011, 21:56   #2
tiryakim

 
Varsayılan Yargıtay Kararı

Alıntı:
Yazan libertus
Selam Arkaşaşlar;

Çok acil bır yanıt almam lazım. B, A'nın borcuna kefil oluyor, A borcunu ödemediği için B'ye hacze gidiyorlar B'nın karısı C icra kefili oluyor ve sonrasında A'nın borcu için C'nın evinı satışa çıkarıyorlar.

Sormak İstediğim;

1-C, A'ya rücü edebilirmi? Ruce belgesi alabilirmi?

2-A ile alacaklı arasında sulh yapılmış protokol var ancak yınede C'nın evını satışa çıkardılar satışı engellemek için ne yapabılırım?

Cok acıl cevaplarınızı beklıyorum.

Kıymetli meslektaşım Sorularınızı açıklamaya çalışim ; Umarım faydalı olur .

Cevap 1- )
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/10793
K. 1997/11967
T. 31.10.1997
• RÜCUAN ALACAK ( Davacının Kefil Olarak İmzaladığı Bonodan Dolayı Borçlu Adına İcra Dairesine Yaptığı Ödemeye İlişkin Alınan Rücu Belgesine İstinaden Bu Ödemeyi Asıl Borçludan Talep Etmesi )
• KEFİL OLARAK ÖDEMEK ZORUNDA KALINAN PARANIN RÜCU TALEBİ ( İcra Dairesine Yapılan Ödemeye İlişkin Alınan Rücu Belgesine İstinaden Bu Ödemenin Asıl Borçludan Talep Edilebilmesi )
• BORÇLUNUN RÜCU BELGESİNE İTİRAZI ( Genel Mahkemede Açılacak Davada İtirazın Kanıtlanmasının Gerekmesi )
2004/m.68
ÖZET : Alacaklı kendisinin kefil olarak imzaladığı bonodan dolayı borçlu adına icra dairesine yaptığı ödemeye ilişkin aldığı rücu belgesine istinaden bu ödemeyi asıl borçludan talep edebilir. Borçlunun bonodaki durum aksine kendisinin kefil, rücu alacaklısının asıl borçlu olduğu yolundaki itirazını genel mahkemede açacağı davada kanıtlaması gerekir.

DAVA VE KARAR : Alacaklı, borçlu Faik Ş...'in asıl borçlu olarak kendisinin ise kefil olarak gösterildiği bonodan dolayı asıl borçlu adına icra dairesine yalamış olduğu ödemeye ilişkin rücu belgesine dayalı olarak genel haciz yoluyla takip yapmıştır. Takibe dayanak yapılan Ankara 24. icra Müdürlüğünün 96/3080, 20.5.1997 tarihli rücu belgesi İİK.nun 68. maddesine yazılı resmi dairelerin ve yetkili makamların yetkisine dayalı olarak vermiş olduğu bir belge niteliğindedir. Alacaklı, bonoda kefil olduğundan icra veznesine asıl borçlu adına ödediği bu parayı, anılan belgeye dayalı olarak talep edebilir. Borçlunun bonodaki durum aksine, kendisinin kefil olduğu yolundaki itirazı genel mahkemede açacağı davada değerlendirilebilir. Mevcut durum itibariyle alacaklının takip hakkı bulunduğundan, alacaklı isteminin kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 31.10.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Cevap 2 -)

İİK Md.83/a
82 ve 83’üncü maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.
“Borçlunun her türlü sorumluluk duygusu dışında mal ve
haklarından kendisinin ve ailesinin geçinmeleri için zaruri
olanının da haczedilebileceğine dair alacaklı ile önceden vaki
anlaşmasının yaratacağı mahrumiyet doğduğundan dolayı alacaklı ile borçlu arasındaki bu kabil anlaşmalar muteber sayılmamıştır.”