Mesajı Okuyun
Old 17-01-2009, 02:49   #104
Sadık Toprak

 
Varsayılan

Sayın Aladağ,

Söylenmeyen bir şeyi kimseye maletmem. Mesajınızda aynen, "İkrarın bile hakimi bağlamadığı boşanma davalarında..." diyorsunuz. MK 184/3'ü kastediyorsunuz. Yanlış mı anlıyorum? Böyle yazmadınız mı? Bunun gerçeği bulma ile bir alakası yoktur diyorsunuz. "Tam tersi, sunulan delilleri, SERBESTÇE takdir edebileceğini gösterir." diyorsunuz. Neyin tam tersi? İfadenize göre; "..maddi gerçeği bulma gibi bir görevi olduğunu göstermemesi." Yani aile mahkemesi hakimi gerçeği araştırmaz, gerçek dışı kararlar mı verir?

Sunulan delilleri serbestçe değerlendirir. Tabii ki, hakim sunulan delillerle neticeye varmaya çalışacaktır. Bunların gerçekler olup olmadığını araştıracaktır.

Buradan hareket edersek, kanun koyucu 184/3 ile 4'boşuna tekrarlamış. İkrarla bağlı olmaması, kanıtları değerlendirirken serbest olduğu anlamına geliyormuş. Sanıyorum böyle bir şeyi kastetmek istemediniz. İkrarla bile bağlı olmaması, gerçeği araştırmasının dışında nasıl yorumluyorsunuz merak ediyorum. Adam evet zina yaptım diyor. Hakim inanmıyor, ikrarın beni bağlamaz, şüphelerim var diyor. Bu neyin araştırmasıdır, neyin şüpheciliğidir, gerçeği değil de senaryo peşinde midir hakim.

Nasıl böyle bir şey söyleyebilirsiniz? "Boşanma davalarında hakimin gerçeği bulmak gibi bir görevi yoktur. Bu ancak ceza davalarında mümkündür." Yani, aile mahkemeleri gerçek dışı kararlar verebilirler. Ancak ceza davalarında gerçekleri araştırmak, bulmak zorundadırlar. Her halde böyle demek istemediniz. Yok gerçekten bunu kastettiyseniz, dayanağınız olan kanun maddelerini veya varsa içtihatları lütfederseniz müteşekkir olurum.

Gerçeği araştırmak, bulmaktan kasettiğimin, bir başka forumda tartışmasını yaptığımız, hakimin resen kanıt toplama yetkisinin olup olmadığı hususu olarak algılıyorsanız, yanılıyorsunuz. Pek tabii ki, hakimin kendisine sunulan kanıt, şahit ifadeleri çerçevesinde gerçeği bulmasını kastediyorum. Bunlarda hakimin şüpheciliği o kadar olmalı ki, gereğinde ikrar ile dahi kendini bağlı görmeyecek. Kanun emredici hükmü bu.

Bu itibarla, hakimin ikrarla bağlı olmaması ile, kanıtları serbestçe takdir etme yetkilerini aynı şeyler olarak görmeyelim. Tamamen farklı unsurlar. Yegane müşterek tarafları, ihtilafda, davada, gerçeği bulmak, adaleti sağlamak amacı için hakime verilen yetkilerdir.

Bana, yine lütfeder, ikrarla bağlı olmama ve kanıtları SERBESTÇE takdir etmenin, kanun koyucu tarafından hangi amaçla konulduğunu kısaca, görüşünüz olarak izah ederseniz ben de memnun olacağım.

Kavramlar içerisinde evet, boğuluyoruz. Burada hukukçu olarak adaletin tecellisini sağlamak asli vazifemizdir. Kimin kusurlu, kimin kusursuz, kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu tespittir. Yargıtay insan haklarını zedelemiyor bilakis, kusurlu olan tarafın tespitini, kusursuz olanın insan hakları, özel hayatının gizliliği için doğruyu yapıyor. Kutluyorum yargıtayı. Yorum yaptığı, gerçeği bulduğu için değil hukuku uyguladığı için. Hukukun adaletin tecellisi olduğunu anlayabilecek kapasiteye sahip olduğu için. Hukuku, kalıplaşmış normlar olarak görmediği için, hakim kanıtları SERBESTÇE (anlatamadığım serbestliği) takdir etmesi ile, SERBEST kelimesinin anlamını hukuka yakışır biçimde kullandığı için kutluyorum. Hukukçunun kimler olduğunu görmekle mutluluk duyuyorum. Aile huku ile ceza hukukunu birbirene karıştırmadıkları için kutluyorum. Özel hayatın gizliliğini, kişilik haklarını sadece kadın için değil, erkek için de, hukukun eşitlik ilkesine inanarak uyguladıkları için kutluyorum.

"Hakkın kötüye kullanımı" ifadesini sesi banda alınan kadın için olduğunu anlayabildikleri için kutluyorum.Özel hayatın gizliliğinin, kişilik haklarının dokunulmazlığının kötüye kullanımının kadın tarafından yapıldığını idrak edebilecek kadar hukukçu oldukları için kutluyorum.

Tartışmalarımızda, konulara hiçbir arkadaşımın hisleri ile, olayın itici olması ile yaklaşmadığından eminim ve görüyorum. Tüm katılımcılar hukuk normları çerçevesinde tartışıyorlar. Hukukta duyguya yer yoktur. Yeri olan yegane şey adalettir. Bunu bulabilmek, bunu yakalayabilmek önemlidir diyorum.

Kanıtların SERBESTÇE takdir edilmesinin manasını anlayabilen mahkemeyi kutluyorum. İkrarla bağlı olmamanın manasını anlayan mahkeme ile gurur duyuyorum. Yasalardan kaynaklanan yetkinin SERBESTÇE takdir edebilme olduğu erdemine sahip mahkemeyi kutluyorum. 3- 4 değişik başlık altında hukukçu arkadaşlarıma SERBESTÇE ifadesinin hakime verdiği yetkiyi anlatmaya çalıştım. Bu kelimenin yargılamada ne anlama geldiğini başka bir şekilde izah eden arkadaşımın kıymetli fikirlerini okuyamadım.

Mahkeme kararı olmadan veya mahkeme kararıyla yapılan dinlemede, neticede, "özel hayatın gizliliğinin" İHLAL edildiğini,"özel hayatın gizliliğinin" dolayısıyla, mutlak olmadığını, aile hukukunda kanıtların SERBESTÇE takdir edilmesi ilkesinin bu olduğunu arkadaşlarım hukukçu da olsalar, açıklamayı gerekli buldum.

Yargıtayı kutluyor ve hukuk normlarını sindirmiş kararı ile gurur duyuyorum. Bir sözümüz vardır, söylemeden geçemeyeceğim. Haticeye değil, neticeye bak deriz. Ne kadar yerinde bir söz. Saygılarımla.