Mesajı Okuyun
Old 04-07-2014, 08:37   #2
recotto

 
Varsayılan

detaylı inceleme fırsatım olmadı belki faydası olur diye ekliyorum;

Esas No:
Karar No:
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
2013/9972
2013/19259
Karar Tarihi: 27.05.2013
T.C.
SIKAYET DAVASI - ADI ORTAKLIKLARDA ORTAKLARIN
BORÇLARINDAN DOLAYI TAKIP YAPILMASI HALINDE ORTAGIN KAR
PAYI VEYA TASFIYE PAYINA HACIZ KONULMASININ MÜMKÜN
OLMASI - SIKAYETIN KABULÜ GEREGI - HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortagın kar payı veya
tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, alacaklı tüzel kisiligi bulunmayan ortaklıga ait bir mal
veya alacak üzerine haciz koyduramaz. O halde mahkemece sikayetin kabulü gerekirken istemin
reddine karar verilmesi isabetsizdir.
(6098 S. K. m. 622, 623) (2004 S. K. m. 89) (YHGK 08.10.2003 T. 2003/12-574 E. 2003/564 K.)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu
tarafından istenmesi üzerine bu isle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmis olup, dava dosyası
için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup
incelendikten sonra isin geregi görüsülüp düsünüldü:
Karar: Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 622-623. maddeleri
geregince adi ortaklıkta her ortak, sirketin karına istirak hakkına sahip oldugundan ortagın kisisel
alacaklıları, borçlu ortagın sirketteki kar payını IIK.nun 89. maddesine göre haczettirebilirler. Ayrıca,
aynı kanunun 638.maddesine göre, adi ortaklıgın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek
tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Bir diger anlatımla, bir ortagın sahsi alacaklıları
haklarını ancak, o serikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler, ne var ki sirket sözlesmesinde bu
kuralın aksi de kararlastırılabilir.
Iki veya daha fazla isletmenin belli bir amaca ulasmak için katkılarını birlestirdikleri ortaklıgın (Joint
Venture'nin) tüzel kisiligi bulunmadıgından taraf ehliyeti yoktur. Ortaklar, ortaklık borçlarından dolayı
alacaklılara karsı dogrudan dogruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumludurlar. Ancak gerçek
ve tüzel kisilerin taraf ehliyeti vardır (Prof. Dr. Baki Kuru icra ve iflas Hukuku EI Kitabı 2004 bas.
Sahife 137 HGK. nun 08.10.2003 tarih ve 2003/12-574 E 2003/564 K. sayılı içtihadı).
Açıklanan bu hükümlere aykırı olarak adi ortaklıgın malları üzerine haciz konulması halinde bu husus,
ortaklardan her biri tarafından sikayet konusu yapılabilir.
Somut olayda, S.... Ltd. Sti ve M... Ltd. Sti tarafından olusturulan adi ortaklık adına S... Ltd. Sti ve M...
Ltd. Sti aleyhine baslatılan icra takibinde adi ortaklıgın TOKI Baskanlıgındaki muhtemel istihkaklarına
haciz konuldugu görülmektedir.
Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortagın kar payı veya tasfiye
payına haciz konulması mümkün olup, alacaklı tüzel kisiligi bulunmayan ortaklıga ait bir mal veya
alacak üzerine haciz koyduramaz.

O halde mahkemece sikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi
isabetsizdir.
Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle IIK. 366
ve HUMK.?nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliginden itibaren 10 gün içinde
karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2013 gününde oybirligi ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve Içtihat Programı