Mesajı Okuyun
Old 31-10-2011, 08:00   #46
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Avukat hakkında görevi ile ilgili soruşturma izninin "tartışmasız ve istisnasız" bir şekilde, Adalet Bakanlığınca veriliyor olması ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, Avukatlar hakkında mahkemesince verilen "Son Soruşturmanın Açılmaması" kararını neredeyse yok sayan kararları ortadayken, Çağrı kağıdına "zorla getirilecektir" denmesi, ehven-i şerdir.

Varsa bir itirazınız, buna yoğunlaşalım…

Avukatlık Kanunu 58. madde aynen:

Alıntı:
Madde 58 – (Değişik :23/1/2008-5728/331 md.)

Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. Şu kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar tutuklanamayacağı gibi, haklarında disiplin hapsi veya para cezası da verilemez.

Avukatlık Kanunu 59. Madde:

Alıntı:
Kovuşturma izni, son soruşturmanın açılması kararı ve duruşmanın yapılacağı mahkeme:

Madde 59 – 58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.

Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenliyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir.

İddianamenin bir örneği, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun hükümleri uyarınca, hakkında kovuşturma yapılan avukata tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine avukat, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin toplanmasını ister veya kabule değer bir istemde bulunursa nazara alınır, gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.

Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır. (Ek cümle : 2/5/2001 - 4667/38 md.) Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir.

Şeklindedir. Hal böyle olmasına rağmen Yargıtay 4. Ceza Dairesi istikrar kazanan kararında aynen şunu diyor:

""… Atılı suçun unsurları oluşmadığından bahisle son soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, mevcut delillerin takdir ve değerlendirmesinin son soruşturma aşamasında yargılamayı yapacak olan mahkemesine ait olacağı gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet yoktur!"

Bu ne manaya geliyor?

"Ey Son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek mahkeme, sakın ha soruşturmanın açılmamaısna karar verme, kararını bozarım" demektir. O halde bu son soruşturmanın açılıp-açılmamasına dair inceleme yapacak mahkeme aşamasının ne hükmü kalıyor?

"Son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere" dosya kendiisne gönderilen Ağır Ceza Mahkemesi, "Suçun unsurları oluşmadığı için Son Soruşturmanın açılmamasına" karar veremeyecekse, Av.K.59. madde hükmünün manası nedir?

Yargıtay, açık kanun hükmüne rağmen, kanunun uygulanmasına "kararları istisnasız bozarak" engel olabiliyorsa eğer, avukatı kim, neden ciddiye alsın?!

Bir avukat, müvekkili adına muhatabına ihtarname gönderdi diye, yıllarca "hukuki tehdit" iddiası ve şikayet dilekçesi nedeniyle yargılanabiliyorsa, bu başlığı tartışmak çok ama çok magazin kalır…

Ölmüşüz ağlayanımız yok beyler...