Mesajı Okuyun
Old 15-12-2007, 22:45   #73
Gemici

 
Varsayılan Sinekler ve İnsanlar

Eşcinsellik sadece bizim toplumumuza özgü olan bir olgu değildir. Tüm insanlık tarihi boyunca var olan ve toplumdan topluma değişik şekillerde karşılanan bir olgudur eşcinsellik. Genel olarak bir toplumun yüde 10 u homoseksüel(eşcinsel) olduğunu kabul etmektedir. Homoseksüelliğin tabu bir konu olduğunu düşünürsek bu sayıya fazla güvenmemek gerekir. Freud ve psikoanalizin diğer taraftarlareına göre heteroseksüel olarak bilinen birçok kişide gizli bir homeseksüellik eğilimi bulunmaktadır. Bu eğilimin açığa vurması duruma ve fırsatlara bağlıdır.
İnsanlık tarihi boyunca var olmasına rağmen, homoseksüelliğin küresel bir olgu olarak ortaya çıkması 20.ci yüzyılda baş gösterir. Gelişmekte olan ülkelerin bazı araştırmacıları homoseksüelliği avrupa emperyalizminin bir sonucu olarak görürler.

Orta çağın ortalarına kadar homoseksüellik kilise tarafından günah olarak kabul ediliyordu, buna rağmen dünyevi herhangi bir sanksiyonu gerektirmiyordu. Ortaçağın sonlarına doğru homoseksüelliğin cezası yakılarak öldürülmekti. Fransa devriminden sonra ‚tabiata aykırı birleşme’ olarak kabul edilen eçcinselliğe ölüm cezası öngören yasalar kaldırılmıştır. 1970 yılına kadar homoseksüellik ruhsal bir hatalık olarak kabul etmekteydi. Ve homoseksüeller tedavi için hastahanelere yatırılmaktaydı. Naziler 10.000 den fazla homoseksüeli, homoseksüelliğe karşı hiçbir yasa olmadığı halde, asosyal olarak toplama kamplarına sokmuştur. Bunlardan sadece yüzde 40 ı sağ olarak kamplardan çıkmıştır.
Günümüzde 75 devlette homoseksüellik suç olarak kabul edilmektedir. Jemen, Suudi Arabistan, İran, Moretanya ve Sudan homoseksüelliği ölüm cezası ile kovuşturmaktadır. Birleşmiş Milletlerde homoseksüellikle ilgili tartışmalar Vatikan ve İslam ülkeleri tarafından engellenmektedir.
Homoseksüelliğin hastalık olarak tanımlanması 19.cu yüzyılın ortalarına rastlar. Amerika Psikyatri Birliği 1974 yılında homoseksüelliği hastalık kataloğundan silmiştir. Dünya Sağlık Örgütü homoseksüelliği 1992 yılında hastalık kataloğundan çıkarmıştır.
Homoseksüellik hayvanlarda da gözlenmektedir. 1.500 hayvan türünde homoseksüellik görülmektedir.
İnsanlardaki homoseksüelliğin genetik olup olmadığı konusunda 20. yüzyılın ortalarında yapılan araştırmalar o zamanların politik düşüncesine uygun düşmediği için fazla ilgi görmemiştir. İkizler konusunda yapılan araştırmalar çelişkili sonuçlara götrümektedir ve kesin bir sonuca varmamaktadır. Genlerin homoseksüelliği ne ölçüde etkilediği kesin olarak belli değil. Bazı teoriler homoseksüelliğin ana rahminde belirlendiği tezini savunmaktadır.
(Yukarıdaki biligler Wikipedia’dan alınma.)

Önemli olan homoseksüelliğe bakış açımızın sadece bilgi, ile sınırlı oldadığı gerçeği; homoseksüelliğin kendi görüş açımız ve ahlaki bakış açısı dışında birde hukuki ve temel hakları ilgilendiren yönü var.

Çoğu batı ülkesi olayın temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren yanını göz önünde bulundurarak homoseksüellere cinsel eğilimlerini özgürce yaşama olanağı tanıyor. Eşcinsellerin beraberce yaşamalarını evlilik kurumuna dayandırılan bir birlikle nüfus sicillerine geçirilmesi bu özgrülüklere bir örnek.

Almanya’daki Hür Demokrat Parti’nin başkanı eşcinsel olduğunu resmen kamuoyuna duyuruyor. Aynı durum Berlin şehrinin belediye başkanı için söz konusu; erkek arkadaşı ile resmi toplantılara katılıyor.

Bu türden olaylar söz konusu olduğunda Türkiye’de en çok duyulan söz ‚Türkiye Gerçekleri dir’ Yazdıklarıma bakılırsa Türkiye’nin bugünkü gerçekleri ile 1970 lerin Almanya’sının gerçekleri çakışıyor. İnsanların kendi cinsel yönelimlerine göre özgürce karar vermeleri için 35 sene bekliyelim mi?
Haa birde sinekler ve insanlar konusu var! Hayvanların davranışlarından yola çıkarak insanların davranışlarını anlamlandırmak aslında yeni bir konu değil. Sineklerle insanlar arasında büyük bir ortaklık var; ikisi de canlı. Bu saptamadan sonra ayrılıklar başlıyor. En büyük ayrılık, insanların toplumsal ve düşünen yaratıklar olmaları ve etik değerlere sahip olmaları. Yaptıklarını ve yapmadıklarını kültürel geçmişlerine ve mantıklarına borçlu olmaları. Sineklerde bu yok.
İşin en önemli yanı, Arşimet gibi ortaya çıkıp ‚buldum buldum’ demeden önce araştımak ve bulduğumuzu zannetiğimiz şeyin bizden önce başkaları tarafından bulunup bulunmadığına bakmaktır.

Saygılarımla