Mesajı Okuyun
Old 11-10-2011, 15:31   #19
üye31284

 
Varsayılan

Tamam şimdi şöyle söyleyeyim:

Mesela: Söz konusu ziynet eşyaları satılarak bir ev alınmışsa kadın tasfiye davasında, bu ziynetlerin malın edinilmesine olan katkısını isteyebilir. O zaman bu ziynet iade davası değil tasfiye davasının meselesi olur.

Ancak kadın hiç katkı meselesine girmeden direkt ziynet iade/bedel davası açıyorsa bunun tasfiyeyle alakası yoktur.

Zaten kadının açtığı davanın kabul edildiğini söylüyorsunuz. Yani kadın ziynete dair hakkını icrasal olarak almasa da ilamsal olarak almış.

Ancak tek katkı bu olmayabilir. Yasadan doğan başka hakları ( katılım vs ) vardır. Saklı tutulmasına gerek de yoktur.

Dolayısıyla bu hüküm tasfiye davasında kesin hüküm oluşturmaz. Ancak ziynetlerin satılmasıyla yapılan katkı nazara alınmaz diğer katkılar ve katılım hakkı nazara alınır bu hüküm karşısında.

Alıntı:
"mal rejiminden doğan alacak"

Tevzide bu şekilde kaydedilmiş olması bir şey ifade etmiyor bence, benim de bazı davalarım tevzi bürosunda özellikle örnek dava yoksa niteleme yapılamıyorsa farklı kaydediliyor.

Talep kısmını ya da hüküm sonucunu buraya tam olarak yazabilir misiniz? En doğru sonuca öyle varabiliriz belki de.

Alıntı:
ayrıca yargılama yapılması kafamı karıştıran nokta oldu zaten.

Ziynet eşyalarının iadesi boşanma davasının feri değildir. Boşanma davası açmadan dahi talep edilebilir. Boşanma davasıyla birlikte ayrıca harcı yatırılarak boşanma davasından ayrılmadan da görülebilir, tefrik de edilebilir. Oysa tasfiye ancak boşanma gerçekleşirse gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla bu hususta kafanız karışmasın.