Mesajı Okuyun
Old 05-04-2008, 20:37   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Gözlükle ben de ilkokulda tanıştım, o yüzden hukuka kusur izafe etmem olanaklı değil

Annem bildim bileli gözlük kullanırdı, babamın gözleri canavar gibiydi (hala da öyle ) Her annesine hayran kız çocuğu gibi, benim neden gözlüklerim yok (gözlüğüm olursa ben de annem gibi olurum altbilinci muhtemelen) yakınmasıyla, baba kapısını gözlük istemiyle aşındırmaya başladım. Gözlerimin iyi görmediğine bir aralık epey ikna etmişim ki, babam bir tarihte nihayet beni bir gözlükçüye (göz doktoruna, o zamanlar gözlükçülerde göz bozukluğu tespiti de yapılıyordu sanıyorum, çünkü anılan yerde o meşhur ve şimdi tarihe karışan tabeladan da vardı) götürdü. Bu ne, şu, bu ne, şu (neden yalan söyleyemedim acaba? ) . Kızınızın gözleri benden sağlam dedi, hain gözlükçü. Ve oradan pazarın yolunu tuttuk. Bir de baktım ki babam bana -nasıl unutmadıysam, çerçevesi beyaz, camları siyah- o vakit bile oyuncak addedeceğim bir gözlüğü beğendirmeye uğraşıyor İstemem dedim, vazgeçtim gözlükten -görünürde-.

Sonra çalışmalara başladım. Bana ne denmişti?

-"Televizyonu yakından izleme, gözlerin bozulur."

Ben ilkokulda iken -yani M.Ö.-, TV de gündüz yayını yoktu, akşam başlardı yayın. Çalışmamı derinleştirdim, gündüz evde annemin de bulunmadığı vakitleri, o yayınsız TV karaltısını yakın plan izlemeye adadım. İnanır mısınız, herhalde 6 ayı bulmadı, gözlerimin bozulması

Ve lakin, bu kez de gözlerimin sahiden bozulduğuna babamı ikna etmem epey zaman aldı, meşhur "Yangın var" masalının yalancı kahramanı misali. Nihayet ikinci kez ikna ettiğimde, bu kez tapılan tespit; -1,50 idi.

Nihayet gözlüğüm olmuştu, bir kaç yıl bu mutluluğum sürdüyse de, sıkılmam ve yeni bir mutsuzluk nedeni bulmam elbet uzun sürmedi. Lisedeyken gözlüğümü taktığımı anımsamıyorum, oysa 3 derece civarında miyoptum. İnsanları tanıyamadığım için selam verememe, burnu büyüklük oldu, "bana küstün mü" ler başladı vs. vs. Yine de takmadım

Üniversiteyi kazandığımda, yeni mutluluk nedenim/ödülüm; bu kez beni gözlük takmaktan azade edecek "Lens" icadı idi. Lenslerimi taktığım ilk günün gecesi bu kez öncekilerden daha mutluydum Bu mutluluk sabaha dek sürdü, sabah uyandığımda iki gözüm de açılmıyordu (Bir gün önce denenen deneme lenslerinde, o vakitler Karadenize musallat göz nezlesi mikrobunun olduğunu böylelikle önce ben, sonra da göz doktorumuz öğrendi)

Gözümle uğraşım yıllardır bitmedi. Son olarak 2004 yılında lasik operasyonu -Kartal bakışı operasyonu- geçirerek, bu kez de lenslerden kurtulduğum için mutlu oldum Bu mutluluğum da çok uzun sürmedi, sol göz muhteşemdi ama, sağ gözümde hafif bir bulanıklık mı vardı ne?! Tamam gözlükten, lensten kurtulmuştum ama, yine de operasyon %100 başarılı olmamıştı, olsaydı ya

Ve nihayet:

Yakın geçmişte -Belki bir yıl kadar önce- aracımın kapısının sağ gözümün üstünü 3 dikişlik biçimde ve retinaya milimetrik farklarla yarması neticesinde, kaza geçirdiğim için değil ve fakat; sağ gözümü kaybetmediğim için mutlu oldum -Dikiş izlerinin kalmasını çok istemiştim, olura olmaza üzülmenin anlamsızlığını bana her bakışımda hatırlatması için Ama kalmadı ne yazık ki -

Hukukçular ve göz sağlığı mı demiştiniz?

Hukuk bahane, diyecektim

Saygılarımla