Mesajı Okuyun
Old 01-04-2010, 12:53   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Toygar Yavuzcan
İlgilenen ve paylaşımda bulunan/bulunacak olan meslekdaşlarıma şimdiden teşekkürler; Sorum şu;

2005 yılında süresiz ve 100.000,00-TL limit ile akdedilen bir kredi taahütnamesi/genel kredi sözleşmesi (GKS) ve bu kredi sözleşmesinin bir asıl kredi borçlusu ile üç tane de müteselsil kefili var.
Bu GKS kapsamında sözleşmenin yapılmasını müteakiben asıl borçlu tarafından nakdi ve gayri nakdi krediler kullanılmış, bunların geri ödenmesinde ve teminatlandırılmasında problemler çıkması üzerine 2008 yılının şubat ayında banka asıl kredi borçlusuna ve müteselsil kefillere ihtarname göndererek "taahhütnameler/sözleşmeler gereğince ve bankamızca görülen lüzuma binaen 01.02.2008 tarihi itibarı ile kredi ilişkini kestiğini" beyanla gks kapsmında kullandırılan tüm nakdi ve gayri nakdi kredilerin -7- günlük süre içinde ödenmesini istemiş. Bu ihtar borçluya ve kefillere tebliğ edilmiş. İhtarı müteakiben borçlu bankaya müracaat etmiş ve icra takibine geçilmesine fırsat vermeden borcunu 8-10 aylık sürede taksitler halinde ödemiş.
Bu olaydan yaklaşık 18 ay sonra (Eylül 2009) borçlu tekrar bankaya müracaat etmiş ve daha önce imzalanan GKS kapsamında kredi talep etmiş ve banka da vermiş. Bu kredinin geri ödenmesinde de problem çıkınca banka tekrar ihtar göndererek krediyi kat etmiş ardından da icra takibi başlatmış.
Sorular..
1) Bankanın 2008 yılı Şubat ayında keşide ettiği ve 01.02.2008 tarihi itibarı ile kredi ilişkini kestiğini beyan ettiği ilk ihtarname hukuken kat edilen kredilerin dayanağı olan taahütnamelerin/sözleşmelerin yani GKS nin de fesih edildiği yada sona erdiği anlamına gelir mi?
2) Bankanın temerrüde düşmüş, kat ihtarı keşide ettiği bir müşterisine, kat ettiği kredi sözleşmesi kapsamında yeniden ikinci kez kredi kullandırmasından dolayı kefillerin sorumluluğu devam eder mi?
Teşekkürler

Bu tür "süresiz" kredi sözleşmelerinde bankalar borçlusuna belirli bir limite kadar kredi açarlar ve kefiller de bu belirli olan limit dahilinde kullanılan "veya kullanılacak" krediler için kefaleten taahhütte bulunurlar. Kredi kullanılıp, ödendikçe ödenen kısım kadar kredi limiti kendiliğinden açılır. Bu durum kredi sözleşmesinin feshine kadar devam eder.

Ancak kefil, süresiz kredi sözleşmelerinde ödeme kabiliyeti zaifiyete uğrayan kredi borçlusuna yeni bir kredi açılmaması açıldığı takdirde sorumlu tutulamayacağını kredi alacaklısı bankaya ihtar edebilir. Böyle bir ihtarı aldıktan sonra banka yeni bir kredi kullandırırsa artık borçlunun ödememesi durumunda kefile başvuramaz. Yargıtay HGK. bu durumu hakkın kötüye kullanılması kabul edip, kefilin sorumlu tutulamayacağını benimsiyor.

Böyle bir ihtar yoksa maalesef kefil sorumlu olacaktır.

Bu konuda THS BK Şerhinde yer alan şu Yargıtay kararına bakabilirsiniz....:

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=3273