Konu: Kesİn SÜre
Mesajı Okuyun
Old 09-05-2006, 21:14   #8
arif0275

 
Varsayılan


HD 02, E: 1997/14394, K: 1998/1445, Tarih: 12.02.1998
Davalıya tanınmış olan cevap süresi geçmeden taraflar arasındaki ihtilaflı konular belirlenemeyeceği gibi, ilk duruşmadan evvel tanıkların bildirilmesi için kesin süre verilemez.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 163.maddesi gereğince taraflara kesin süre verilirken bu sürenin yasaya uygun ve yeterli olmasına, tarafların sav ve savunma haklarını kısıtlayacak nitelikte bulunmamasına özen gösterilmesi gerekir.

Taraflara tensip kararı ile delillerini bildirmek, karşı tarafa tebliğ etmek, tanık bildirilmesi halinde tanık ücreti ve tanık celbi için gerekli masrafları yatırmak üzere tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük kesin süre verilmiştir.

Oysa, davada önce; dava dilekçesi ve layihalar verilecek, varsa ilk itirazlar ve diğer usuli itirazlar bildirilecek, Hakim esas hakkında araştırmaya girmeden önce dava şartlarının mevcut olup olmadığını belirleyecek, dava şartları mevcut ise esas hakkında araştırmaya girecektir. (HUMY m. 178-212)

Hakim davanın esasına girince ise, öncelikle iki taraf ve varsa vekillerini dinleyecek mümkünse tarafları sulha teşvik edecek, sulh olmazlarsa ve dava yargılama ve hüküm için gereği gibi açıklığa kavuşmamış ise, delil ibrazını isteyecek (HUMY m. 213-217) işte bu safhada davanın çabuk ve en az masrafla yürütülmesi için taraflara delillerini hasren bildirmek ve ibraz etmek, tanık listesi vereceklerse tanıkların hangi husus için dinleneceklerini beyan etmek üzere (HUMY md. 241/2) kesin önel verecek, bundan sonra delillerin incelenmesine geçilecek takdiri delillerden olan tanık dinlenmesine karar verecekse bu safhada tanıkların usulüne uygun celp ve dinlenmesi için önel veya kesin önel verecektir. (HUMY m. 217)

Davalının cevabı alınmadan, taraflar arasında ihtilaflı konular belirlenmeden davacıya delillerini hasren bildirmesi için usulüne uygun önel verilmemesine rağmen davacı süresi içinde tanık listesi vermiş ve tanıklarını duruşmada hazır bulunduracağını beyan etmiştir. Bu yönler gözetilmeden tanıkların Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasından belirtilen safhalardan sonra usulüne uygun celp ve dinlenmesi gerekirken, tarafların sav ve savunma haklarını kısıtlayacak şekilde tensip kararıyla yasaya aykırı kesin önel verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

HD 13, E: 2001/12918, K: 2002/2272, Tarih: 08.03.2002
Kural olarak, davalı, kiracı olduğuna göre kira bedellerinin ödendiğini kanıtlamak zorundadır. Yargılamanın 1. oturumunda duruşmaya katılan davalı davayı kabul etmediğini ileri sürerek, delil bildirmek için süre istemiş, mahkemece "davalıya dava ile ilgili tüm delillerini bildirmesi için 10 günlük kesin süre verilmesine, kesin süreye uymadığı takdirde başkaca delil bildirmekten vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtarına ( ihbar edildi )" denilerek süre tanınmıştır. Bir sonraki oturumda ise davalı karşı tarafa borcu olmadığını, ödediğini ileri sürerek davacıya yemin teklif ettiğini açıklamış olup, yerel mahkeme davalının süresi içeresin de delillerini bildirmediğinden yemin teklifi isteminin reddine karar verildikten sonra duruşmayı sonuçlandırmıştır.

Taraflar veya vekillerin dinlenmesinden sonra aralarında uyuşmazlığın aydınlanmaması halinde hakime, iki tarafa HUMK. nun 217/2 maddesi gereğince delillerini göstermeleri için süre verebileceğini hükme bağlamıştır. Bu bağlamda hakimin hangi çekişmeli vakıaların ispati için delil gösterilebileceği, gösterilecek delilerin neler olduğunu taraflara açıkça açıklaması gerekir. Somut olayda mahkemenin verdiği ara kararında bunun sınır ve kapsamı açıklanmamış davalının hangi hususu ispat etmek zorunda olduğu ve getirmesi gereken delillerin neler olduğu da ara kararında belirtilmemiştir. Bu unsurları taşımayan ara kararına rağmen davalının usul yasasının 244 maddesi gereğince yeni delil ikame edilebileceğinin de gözden ırak tutulmaması gerekir. Kesin mehil davanın en az masrafla ve sürüncemede bırakılmadan bir an evvel sonuçlanmasını temin için hakiminin tanınan yasal takdir yetkisidir. Hakim bu takdir yetkisini kullanırken az yukarıda açıklanan hususlara gerekli özeni göstermesi gerekir. Kaldı ki davalı, … tarihli ara kararında verilen süre içerisinde yemin delilini bildirmiş olsa dahi, bir sonraki oturum da davalıya yemin davetiyesi tebliği nedeniyle duruşma erteleneceğinden kesin mehilin amacının gerçekleşmeyeceği sonucu ortaya çıkar. Bu itibarla mahkemece davacının yemin teklifinin süresinde yapıldığı kabul edilerek, HUMK. 339 ve sonraki maddelerine göre yasal prosedürün tamamlattırılması ve hasıl olacak sonuca karar verilmesi gerekir. Değinilen bu yönlerin gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Corpus'tan özetlenmiş iki karar delillerin ibrazı ve kesin süre ile ilgili Yargıtay'ın kıstaslarını belirtmesi açısından sunuyorum.Saygılarımla...