Mesajı Okuyun
Old 02-04-2008, 17:01   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1431
Karar: 2005/2711
Karar Tarihi: 15.02.2005

ÖZET: Takibin başlatılması için kararın kesinleşmesi gerekmez. Alacağın para alacağına ilişkin bulunması durumunda, borç bir miktar paradan ibaret ise tediye alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde ödenir, yasa hükmü gereğince alacaklının ikametgahında ödenir. Alacaklı, ifa yeri dışında ve borçluya müracaat şartına bağlı sunulan edimi kabul etmek zorunda değildir. İfa usulüne uygun olarak yapıldığı takdirde alacaklı kabul etmemişse bu durumda alacaklı mütemerrit duruma düşer.

(1086 S. K. m. 443) (818 S. K. m. 73)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu vekili, takip konusu ilamın temyiz edildiğini, temyiz sonucuna göre müracaatı halinde derhal ödeneceğini bu hususta icra yoluna başvurulmaması hususundaki yazının alacaklıya tebliğ edildiğini, buna rağmen kötü niyetli olarak sırf icra Avukatlık ücreti almak amacı ile takip yapıldığını, icra takibine sebebiyet vermemeleri nedeniyle icra harç ve masraflar ile icra vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalarına karar verilmesini şikayet olarak ileri sürmüştür.

Alacaklı tarafından Zonguldak 4. İş Mahkemesi'nin iş kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminata ilişkin kararının takip konusu yapıldığı, bu karar 11.05.2004 tarihinde verilmiş olup takip ise 31.05.2004 tarihinde başlatılmıştır. Takibin başlatılması için kararın HUMK.nun 443. maddesi uyarınca ayrıca kesinleşmesi gerekmez. İlamda hüküm olunan alacak para alacağına ilişkin bulunması sebebiyle Borçlar Kanunu'nun 73/1. maddesi "borç bir miktar paradan ibaret ise tediye alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde ödenir" hükmü gereğince alacaklının ikametgahında ödenir. Alacaklı, ifa yeri dışında ve borçluya müracaat şartına bağlı sunulan edimi kabul etmek zorunda değildir. ifa usulüne uygun olarak yapıldığı takdirde alacaklı kabul etmemişse bu durumda alacaklı mütemerrit duruma düşer. Olayımızda, borçlunun takip konusu alacak ile ilgili bir ödemesi olmadığı gibi tevdii de söz konusu olmadığından alacaklının temerrüde düştüğünden söz edilemez. Bu nedenlerle, takibin başlatılmasına borçlu sebebiyet verdiğinden icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücretinden sorumludur. Mahkemece şikayetin bu nedenlerle reddine karar vermek gerekirken olaya uygulanması mümkün bulunmayan objektif iyi niyet kurallarından söz edilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.