Mesajı Okuyun
Old 19-02-2017, 18:50   #7
antipersonel

 
Varsayılan

5. Hukuk Dairesi 2014/17292 E. , 2014/25627 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/05/2013
NUMARASI : 2012/550-2013/242

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK' nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK' nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının 2003 yılında satın almak suretiyle edindiği 183 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 230,50 m2' lik kısmının kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle tapu kaydının Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/326-2008/110 sayılı, 21.01.2010 tarihinde kesinleşen kararı ile iptal edilmesi üzerine, davacı tarafından tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tespiti ve tazminatın kapsamının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu rapornuda, emsal olarak incelenen 143 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal olunan 183 ada 17 parsel sayılı taşınmazın, değerlendirme tarihindeki Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas m2 değerleri eşit olduğu halde tapusu iptal olunan taşınmazın, emsalden 1,80 kat daha değerli olduğu kabul edilerek metrekare birim fiyatı belirlendiğinden, alınan rapor inandırıcı bulunmamıştır.
Bu itibarla, taraflara, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal olunan taşınmaza, yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve dava tarihinden önceki, özel amaçlı olmayan emsal satışları bildirmeleri için süre verilip, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilerek, mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp, alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, geçersiz rapora göre hüküm kurulması,
2- Kabule göre de: tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal olunan taşınmazın, kıyı kenar çizgisinde yer almasının değer düşüklüğüne sebep olan bir unsur olamayacağı gözetilmeden hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda bu gerekçe ile taşınmaz değerinden % 50 oranıda indirim yapılması,
3- 4721 sayılı TMK' nun 1007. maddesinde, '' Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder'' hükmü yer almakta olup, tapu sicilinin tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlardan Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazimantın miktarı, da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazmiant miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktar olmalıdır. (Yargıtay HGK' nun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 -2003/125 sayılı kararı, 29.09.2010 gün ve 2010/14-386-2010/427 sayılı kararı, 15.12.2010 gün ve 2010/13-618-2010/668 sayılı kararı)
Tapu sicilinin tutulması görevini üstlenen devlet, bu sicile tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir. Tapu Sicil Müdürü ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın sicilin tutulmasında, kişilerin çıkarlarını koruyan hukuk kuralarına aykırı davranılmış olması Devletin sorumluluğu için yeterlidir. Kusunun varlığı ya da yokluğu devletin sorumululuğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Bu nedenle TMK' nunu 1007. maddesinde düzenlenen sorumluluk objektif (kusursuz) sorumluluk türlerinden birisi olup, Borçlar Kununundaki haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi yoktur.
Açıklanan nedenlerle, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nediniyle uğranılan zararın tazmini için açılan davada davacının gerçek zararı tespit edilerek, bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece resen yasal olmayan gerekçelerle tazminattan ayrıca % 40 bir oranında indirim daha yapılması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.