Mesajı Okuyun
Old 01-08-2007, 02:28   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 1993/1731
Karar: 1993/5281
Karar Tarihi: 15.03.1993


Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün onanmasını mutazammın 5.11.1992 gün ve 5554/13161 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihan tetkiki Davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahalinden Daireye 1.2.1993 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Büyükçekmece -Kıraç Köyü- Ayazma çatığı mevkiinde kain, Büyükçekmece Tapu Sicil muhafızlığının pafta 1-6, parsel 845 no.da kayıtlı taşınmazın 1/2 hisse i15.5.1987 tarihinde, Orhan'a 12.470.000 TL. bedelle ihale edilmiştir. Barbaros mehmet tarafından açılan ihalenin feshi davası, 22.7.1988 tarih, 479-553 sayılı Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile red olunmuş, karar Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 17.11.1988 tarih, 9243/9789 sayılı kararı ile onanmış, karar düzeltme istemi 23.1.1989 tarih 47/260 sayı ile red edilmiştir. KDV.nin yatırılması için yazılan 18.2.1991 tarihli muhtıra alıcıya 28.2.1991 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, muhtırada belirtilen 7 gün süre geçtikten sonra, 14.3.1991 tarihinde yatırılmış, Barboros Mehmet vekili 22.3.1991 tarihli dilekçesi ile; KDV, süresinde yatırılmamış olduğundan ihalenin feshini istemiştir.
Çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, KDV. mükellefinin ve yükümlüsünün kim olduğu, ne zaman kim tarafından yatırılması gerektiği, muhtıra tebliğine rağmen verilen süre içinde yatırılmaması halinde İİK.nun 133. maddesi gereğince ihale kararının satış memuru tarafından kaldırılması gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanunu'na göre, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar, katma değer vergisine tabidir. Satış memurluklarınca yapılan satışlar açık artırma usulü ile yapılmaktadır. satışın yapıldığı yer müzayede mahalli durumundadır. Verginin alınması için, satış nerede yapılırsa yapılsın açık artırma ile yapılması yeterlidir. Satışı yapan satış memuru verginin mükellefidir. Satışın yapılması ile vergiyi doğuran olay meydana gelmekte, kesin satış bedeli de verginin matrahını teşkil etmektedir. Satış kesinleşmeden taşınmazın fiilen alıcıya teslimi mümkün değildir. Olayda, ihalenin feshi davasının reddine ilişkin karar kesinleşmek ve, matrah belirlenmiş, taşınmazın teslimini isteme hakkı ve KDV'nin alıcıya ait olduğu belirtilmiş, satış tutanağında alıcı, KDV'ni yasal süre içinde, yatıracağını taahhüt etmiştir. Bu nedenlerle, KDV'ni yatırma yükümlülüğü alıcıya aittir. 18.12.1991 tarihli muhtırada; ihalenin feshi davası 23.1.1989 tarihinde Yargıtay'dan geçmek suretiyle kesinleşmiş olduğundan, taşınmazın satış bedeli ile KDV'sinin muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yatırılması, aksi taktirde ihalenin feshi cihetine gidileceği ihtar olunmuş, Muhtıra 28.2.1991 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, KDV. 14.3.1991 tarihinde Çatalca Vergi Dairesine yatırılmıştır. Bir işlem süresi içinde yapılmazsa, ilgili, o işlemden beklenen faydayı ve kendisini tahdit eden sonuc önlemek imkanını kaybeder. Satış memuru tarafından verilen süre, kesin süre niteliğindedir. Sonuçları da belirtilmiştir. KDV. verilen süre içinde yatırılmamış olduğundan İİK.nun 133. maddesi gereğince satış kararının Satış memuru tarafından kaldırılması gerekir. Muhtırada verilen 7 günlük süre geçtikten sonra KDV'nin yatırılmış olması, 7 gün geçmekle oluşmuş bulunan satışın kaldırılması koşullarını etkilemez. tellaliye resminin hemen veya verilen süre içinde ödenmemesi hali, 23.3.1955 tarih, 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince ihalenin satış memurluğunca resen bozulması nedeni olduğu gibi, KDV'nin de verilen süre içinde ödenmemesi de ihalenin bozulması nedenidir. İhalenin feshi davasında dayanılan maddi vakıalarla, bu davada dayanılan maddi vakıalar farklı olduğundan ihalenin feshi davasının reddedilmiş olması, İİK.nun 133. maddesine dayanılarak şikayette bulunmayı engellemez ve kesin hüküm oluşturmaz.
Açıklanan nedenlerle, satış memurunun, satış kararının kaldırmış olması yasaya aykırı olup, şikayetin kabulü gerekirken mercice red olunması isabetsizdir. Merci kararının zuhulen onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
Sonuç: Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 5.11.1992 tarih, 5554/13161 sayılı onama kararının kaldırılmasına, merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.3.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Bu ve benzeri pek çok kararda ihale sonucunda matrahın belli olacağı ve bu matrah üzerinden hesaplanan KDV'nin alıcı tarafından ödeneceği belirtilmektedir. Ancak olayınızda şartnamede KDV ile ilgili hüküm bulunmaması özellik arzetmektedir. Buna ilişkin bir karar aradıysam da hususun şartnamede yer almamasının yaptırımına ilişkin bir karara rastlayamadım. Araştırmanızı bu yönde sürdürürseniz belki işinize yarayacak bir karar bulabilirsiniz. Ancak Resmi Gazetede yayınlanıp ilan edilen kanunların herkesi bağlayıcı olduğu düşünülürse KDV'den kurtulmanızın pek de mümkün olamayacağını düşünüyorum..