Sayın meslektaşım ; Bana göre soru açık değil. " Sözleşmede yer almayan dairelerle " ne demek isteniyor anlaşılmıyor.
Arsa sahinin, yükleniciye düşmesi gereken daireleri 3. kişilere sattığı şeklinde düşünüp soruyu yanıtlarsak ;
Dava konuları ( her bir bağımsız bölüm ) ve davanın tarafları farklı olduğu için her bir bağımsız bölüm için ayrı dava açılması gerekir.
"Davalıdır şerhi " ni kaldırmak bence mümkün değil ( dava sonuna kadar ).
Burada yüklenicinin hakkı, isteme hakkı - şahsi hak. Tapuyu alanların hakkı ise ayni hak. Ayni hak ile şahsi hakkın yarışması durumunda ayni haklara üstünlük tanınır. Başkası ile satış vaadi sözleşmesi yapıldığını bilen bir kişinin, satış vaadine konu bir yeri satın alması durumunda Yargıtay'ın ayni hakka üstünlük tanıdığına ilişkin kararlarının olduğunu biliyorum.
Ayrıca,zilyetliğin de teslim edildiği durumlarda satış vaadi sözleşmesini sonuçsuz bırakmak için yapılan temliklerin iptal edilmesi gerektiğine ilişkin kararlar da hatırlıyorum.
Bu arada yüklenici işini tamamlamamış ve bu aşamadan sonra tamamlaması da beklenemez.
Yüklenici basiretli tacir gibi davranıp kat karşılığı inşaat sözleşmesini tapuya da şerh ettirmemiş. Bence işi zor. Muvaza nedeniyle tapu iptali davası mı ? yoksa sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan alacak davası mı açmak gerekir ? iyi düşünüp araştırmak gerekir. Alacak davasının açılması durumunda paranın tahsili mümkün mü ? ona da bakmak gerekir.
Paranın tahsili mümkünse tazminat ( borcun yerine getirilmemesinden doğan zarar - dairelerin bedeli ) davası açması daha doğru olabilirdi. Hem borçlu ( burada arsa sahibi) her kusurdan sorumludur ( BK.m.96.vd. ) bu nedenle dairelerin bedelini arsa sahibinden istemesi mümkün olurdu. Ayrıca burada arsa sahibi sözleşmeyi fiilen ortadan kaldırmış. Artık sözleşmeye bağlı olarak işe devam etmek mümkün değil. BK.m.369 daki baliğan meblağ zararın karşılanması sonucu feshin incelenmesi uygun olabilir. Karmaşık bir konu ve soru da kısa. Meslektaşlarımızın igisi çerçevesinde ayrıntılı tartışmak zevkli olur diye düşünüyorum.