Mesajı Okuyun
Old 30-06-2002, 08:50   #2
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Sevgili Başkan;

Alıntı:
Adliye içinde hakim ,savcı, vatandaşlardan tuvaleti kullanma sebebiyle para istenmezken avukatlardan istenmesi düşündürücüdür. ADALET bakanlığının ve bazı C.Savcılıklarkının bizi yarğının kurucu unsuru olarak görmek istemediklerine de güzel ve küçük bir misaldir.


Bir süredir "Avukatların kamuoyu önünde küçük düşürülmesine, örselenmesine ve hatta başarılabilse mahkum edilmesine" ilişkin sistemli bir gayret sarf edilmektedir.

Cumhuriyet Tarihimizin en karanlık dönemlerinde bile rastlanmayan bu davranışların rastlantı olduğu söylenemez.

Bu süreç içerisinde sağduyu sahibi avukatlar, barolar vermeleri gereken özeleştirilerini vermişler, tutum ve davranışlarını gözden geçirmişlerdir.

Ancak özellikle avukatlara yapılan umarsızca saldırılar, yeterli yanıtı alamamaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde Milletvekili Kamer Genç in avukatlık mesleğinin konumuna, icrasına ilişkin çok üzücü, bir milletvekiline yakışmayacak ifadeleri tepkisiz, yanıtsız kalmaktadır. Hatta bu sayın milletvekili bu saldırılarını artırarak devam ettirmektedir.

Yaklaşık 2 yıl önce bir büyük trajlı gazetede AVUKATLAR CEZAEVLERİNE SİLAH SOKUYOR başlığı ile haber geçilmiştir. Bu bir kısmı da baronuza mensup avukatlar tarafından gazete aleyhine davalar açılmıştır. Mahkemelerin SİLAH SOKMA NEDENİYLE MAHUM OLAN AVUKAT VAR MIDIR sorusuna Adalet Bakanlığının verdiği yanıt olumsuz olmuştur.

Adalet Bakanlığının mahkemelere verdiği yanıt ile Tüm Türkiye de silah sokmadan yargılanan ve mahkum olan tek bir avukat olmadığı cevabı gelmiştir.

Aynı yazı ekinde çeşitli gazetelerin avukatlık mesleği aleyhine çıkan haber ile köşe yazılarını içeren bir dosya gönderilmiştir.

Çok üzücüdür ki Adalet Bakanlığı taraf olmadığı bir davaya kendisi hasım olmuştur.

Belirtilen habere ilişkin başta TBB, Baroların benim bildiğim hiç biri kurumsal tavır almamış, Hukuk Zemininde yeterli tepkiyi göstermemiştir.

Biz savunmanlar yüzyıllardır görevimize devam ediyoruz ve edeceğiz. HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN GERÇEK SAVAŞÇILARI BİZ OLDUK ve OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ. Biz halkın gerçek vekiliyiz bugün avukatız, yarın belki milletvekiliyiz. Ama yaşamımız boyunca vekil olma savunma görevimiz devam edecektir.

YANİ DÜN HALKIN VEKİLİ (AVUKAT) BU GÜN MİLLETVEKİLİ OLAN MESLEKTAŞLARA (HATTA SAYIN ADALET BAKANINA) YARIN YİNE ARAMIZA DÖNECEKLERİNİ ISRARLA BELİRTMELİYİZ, HATIRLATMALIYIZ.

Özellikle son 10 yıldır yargıç ve savcılar tamamen kendi içlerine kapandılar. O kadar kendi içlerine kapandılar ki yan odadaki yargıç ve savcı meslektaşları ile görüşemez, iletişim kuramaz oldular.
Bazıları da sokaktaki vatandaşa gösterdiği ilgi ve alakayı avukata çok görür oldu.

Yargıç d’Agesseau Avukatlara yaptığı bir konuşmada;
"Liyakat ve şöhretin birbirinden ayrıldığı, kendi kendini yaratan insanın başka insanları aydınlattığı ve dehasının yüksekliğine boyun eğdirdiği bir meslek mensup olmakla bahtiyarsınız .&#8221 ; Demiştir.

Sayın Yargıcın dediği gibi biz "Liyakat ve şöhreti" birbirinden ayıran bir meslek mensubuyuz. Mutlaka yargıç, savcı, mülki amirlerle ilişkilerimiz devam etmelidir. Bu yanlışlıkları, haksızlıkları bin kere, on bin kere, yüzbin kere haykırmalıyız. Ve gerekirse hukuk kuralları içerisinde tepkimizi en doğru zamanda, en doğru yöntemle koymalıyız.

Saygılarımla
Av. Adil Giray Çelik