Mesajı Okuyun
Old 30-12-2007, 21:14   #2
OLCAYK

 
Varsayılan

Sicilde görünen tasfiye memuruna da alacaklarınızı ihtarname yoluyla bildirmenizi tavsiye ederim, zira alacaklar tahsil edilip borçlar kapatılmadan tasfiyeye son verilemeyecektir, aksi durum tasfiye memurunun sorumluğunu doğurur. Ben bu yolla sonuç aldığımdan cezai sorumluluğunu araştırmamıştım ancak mutlaka vardır diye düşünüyorum

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/10852
K. 2001/10921
T. 25.6.2001
• LİMİTET ŞİRKET TASFİYESİNİN SONUÇLARI
• ŞİRKET TÜZEL KİŞİLİĞİNİN YENİDEN İHYASI ( Tasfiyeden sonra)
• TASFİYEDEN ÖNCEKİ BORÇLAR ( Şirketin yeniden ihyası)
• TASFİYE MEMURUNUN ALACAKLILARIN HAKKINI KORUMASI
6762/m.224,445
ÖZET : Davacı, şirketin tasfiye ve terkinden önce doğan bir alacağın hüküm altına alınmasını istemiştir.

Şirketin, ticaret sicilinden silinmesi işlemi kurucu değil, açıklayıcı nitelik taşır.

Davacıya, tasfiye işlemleri tam olarak sona ermediği için, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası haklarında tasfiye memuru ile ticaret sicili memurluğuna husumet tevcihi suretiyle dava açması imkânının tanınması, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucunun beklenmesi gerekir.

DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde, davacı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı 1.5.1997 - 23.7.1997 tarihleri arasında davalı şirketin Mersin'deki binasında hizmet akti ile çalıştığını hizmet aktinin sona erdirildiğini, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret alacağının ödenmediğini belirterek iş bu davayı açmıştır.

Mahkemece savunmaya değer verilerek, şirketin dava tarihinden önce tasfiyesinin sona ermesi üzerine 6.4.2000 tarihli ilamla terkin sonucu tüzel kişiliğinin sona erdiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı tasfiye ve terkinden önce doğan bir alacağın hüküm altına alınmasını istemiştir. Şirketin Ticaret sicilinden silinmesi işlemi kurucu değil, açıklayıcı nitelik taşır. Diğer yandan TTK.nun 224 ve 445. maddeleri uyarınca tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumak zorundadır. Borçlu olan bir şirketin Ticaret Sicilinden silinmesi, mücerret tüzel kişiliği sona erdirmez.

Bu nedenle davacı vekiline uygun süre verilerek tasfiye işlemleri tam olarak sona ermediği için şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası, haklarında tasfiye memuru ile Ticaret Sicili Memurluğuna husumet tevcihi suretiyle, dava açmasının sağlanması, dava açıldığı takdirde, bu davanın sonucunun beklenmesi, şirketin yeniden ihyası halinde istekler hakkında araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Yazılı şekilde red kararı verilmesi hatalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten ( BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.