|
|
|
|
|
|
Uygulamada işimizi kolaylaştıran bir yöntemimizi sizinle paylaşayım; Taşınmaz satışlarında İİK 100'e yarar bilgi toplarken farklı şehirlerden konan hacizler için 100'e yarar bilgi toplamak oldukça zaman kaybına sebep oluyor, bu nedenle şöyle bir yöntem geliştirdik, "İcradan, taşınmazın kayıtlı olduğu tapuya 100'e yarar bilgi toplamak istediğimiz İcra Müdürlüğü'nün haciz müzekkeresinin fotokopisinin dosyaya gönderilmesi şeklinde talep açıyoruz. Gelen haciz müzekkeresi İİK 100'e yarar bilgilerin büyük kısmını içeriyor(Alacaklı, alacaklı vekili,borç miktarı, haciz tarihi vs.)İcra Müdürlüğü de bu belgeyi de yeterli görüyor Sİvas'ta. Böylece bu aşamayı hızlı bir şekilde geçip daha hızlı bir şekilde satış işlemini gerçekleştirebiliyoruz.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın 666emre666 bu bahsettiğiniz uygulama yanlış bence. Nitekim kanun her iki tarafın menfaatini gözeterek prosedürleri belirlemiştir. Bu bahsettiğiniz şekilde 100. maddeye yarar bilgi istenilmesi ve buna dayanarak satış ve paranın taksimi işlemleri yanlış olur. Örnek ile açıklayayım;
ben alacaklı olarak x isimli borçlunun y isimli taşınmazına
11.02.2007 tarihinde haciz şerhi talebinde bulundum.
Benden sonra aynı taşınmaza muhtelif tarihlerde (y) 6 tane daha haciz koyuldu.
Ben
09.02.2009 tarihinde satış talebinde bulundum.
Siz
10.03.2009 tarihinde aynı taşınmaza haciz şerhi koydurdunuz.
20.03.20 tarihinde de ilgili tapu müdürlüğünden bahsettiğiniz şekilde 100. maddeye yarar bilgi istediniz.
Bu durumda size gönderilen müzekkere fotokopisine istinaden benim alacağıma binaen koydurduğum haciz şerhinin 2 yılı geçtiği ve haczin düştüğünü öngörerek hareket edeceksiniz.Zira tapu müdürlüklerinin son safhaya kadar satış işlemlerinin başladığından veya hangi aşamada bulunduğundan haberi olmuyor. Yine aynı şekilde bu uygulamayı yapan icra müdürlüğü taksim yaparken yanlış işlem yapmış olmayacak mı?
Saygılarımla.