Mesajı Okuyun
Old 25-09-2011, 13:43   #17
by dinçer

 
Varsayılan

Alıntı:
Tartışmaya katılan arkadaşlarım, aslında yasada yeri olmayan "süre tutum dilekçesi" denilen o kavramı hayatımızdan atsak bu tartışmalara gerek olmaz. Hukuki olmayan bir kavram neden bu kadar rağbet görür anlayamıyorum. Yasa açık, tefhimden itibaren 7 gün içinde temyiz edeceksin. Süre tutum, süre kesim ne derseniz deyin ama verilen dilekçe temyiz dilekçesidir. İçeriği temyiz dilekçesi gibi olmalıdır. Buna temyiz dilekçesi demezsen soruyu soran arkadaş gibi acaba temyiz etmiş sayılırmıyım vs gibi açmazlara girilir.

Syn Av.MB ;


Görüşünüze katılmadığımı açık şekilde ifade etmek isterim.Zira her ne kadar yasada süre tutum ya da müddet-i muhafaza adı ile ifade edilen bir dilekçe türü ya da usül bulunmamakta ise de bu aslında uygulama ile yerleşmiş iş bu dilekçe ya da usul türünün yanlışlığından değil, kanunun eksikliğinden ileri gelmektedir.

Yani normal şartlar altında olması gereken bu dilekçe türünün yasalarımızda olmaması sebebine dayanarak, yıllarca uygulanageldikten sonra herkes tarafından kabul gören bu işlemi özellikle biz avukatlar desteklemeli ve uygulamalıyız ki olası bir kanun değişikliğinde olması gereken müddet-i muhafaza müessesesi gerçek anlamda yasal zemine kavuşsun.


Ayrıca müddet- i muhafaza dilekçesi İş mahkemelerinde özellikle işçinin, ceza mahkemelerinde ise sanığın gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden sonra gerçek anlamda savunma yapabilmesine imkan tanıdığı için kanaatimce süresi içerisinde kısa karara dayanılarak yapılacak en kallavi temyiz dilekçesinden daha etkili ve anlamlıdır.


Bu anlamda aslında keşke hakimlerimiz karar tarihinden itibaren bir iki gün içerisinde gerekçeli kararı yazıp taraflara tebliği etseler de biz avukatlar da müddet-i muhafaza dilekçesi/temyiz/süre/gerekçeli karar diye diye kendimizi paralamasak





iyi çalışmalar
"yasak değil, serbest..." (by dinçer)