Mesajı Okuyun
Old 16-10-2012, 12:50   #6
egemen48

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kaya
Admin'in verdiği bir bilgiye itirazım var. Admin cevabında "kira borcuna ilişkin olarak icra takibi yaptığınızda (7 günlük VEYA 30 günlük) ödeme emri aynı zamanda haklı ihtar yerine de geçer."demiş. Yedi günlük ödeme emri,BK.260 manasında ihtar içermediğinden haklı ihtar yerine geçmez.

çok sayıda benzer kararda ihtar yerine geçeceği belirtilmiş
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/2591
Karar: 1999/2573
Karar Tarihi: 22.03.1999
 
TEMERR
ÜT NEDENİYLE KİRALAYANIN TAHLİYESİ DAVASI - KİRA PARALARININ EKSİK ÖDENMESİ - KİRACININ TEMERRÜDÜ KOŞULLARI - İCRA TAKİBİ İÇİN GÖNDERİLEN ÖDEME EMRİNİN İHTAR YERİNE GEÇECEĞİ
ÖZET: Borçlar kanununun 260. maddesi gereğince kiracının temerrüdünden bahsedilmek için muacceliyet kesbeden kiraların ihtarname ile verilecek yasal süre içerisinde kiracı tarafından ödenmesi için kiracıya yasal içerikli bir ihtar gönderilmesi gerekir. İcra yoluyla yapılan takiplerde de gönderilen ödeme emri ihtar yerine geçeceği için ve taraflar arasında düzenlenmiş kira sözleşmesi de tarafların beyanına göre 6 aydan daha uzun süreli bulunduğunun anlaşılmasına göre ihtarda borcun verilecek 30 günlük yasal süre içerisinde ödenmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi lazımdır. Olayımızda davanın dayanağını teşkil eden 21.5.1998 tarihli ödeme emrinde belli bir süre gösterilmediği için bunun geçerli bir ihtar olarak kabulü mümkün değildir. Bu yönden davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulması icap etmiştir.
 
 
(818 S. K. m. 260)
Dava: Mahalli Mahkemesinden verilmi
ş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi isteğine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, davalının 1994 yılından beri kiracı olup, 1997 yılında Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs ayları kiralarını ödemediğinden icra takibi yapıldığını yine de eksik ödediğini bildirerek akdin feshi ile kiralanandan tahliyesini talep etmiştir.
Davalı ise kiraları ödediğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Borçlar kanununun 260. maddesi gereğince kiracının temerrüdünden bahsedilmek için muacceliyet kesbeden kiraların ihtarname ile verilecek yasal süre içerisinde kiracı tarafından ödenmesi için kiracıya yasal içerikli bir ihtar gönderilmesi gerekir. İcra yoluyla yapılan takiplerde de gönderilen ödeme emri ihtar yerine geçeceği için ve taraflar arasında düzenlenmiş kira sözleşmesi de tarafların beyanına göre 6 aydan daha uzun süreli bulunduğunun anlaşılmasına göre ihtarda borcun verilecek 30 günlük yasal süre içerisinde ödenmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi lazımdır.
Olayımızda: Davanın dayanağını teşkil eden 21.5.1998 tarihli ödeme emrinde belli bir süre gösterilmediği için bunun geçerli bir ihtar olarak kabulü mümkün değildir. Bu yönden davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulması icap etmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.3.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.