Mesajı Okuyun
Old 08-10-2013, 09:14   #26
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
"Alacağın varlığı" konusunda rapor istenince hukuki açıklama yapmamak mümkün olmaz kanısındayım.

Alacağın varlığı hakkında düzenlenecek raporda alacağın hukuki dayanaklarını açıklamak gerekir.

Bence bilirkişi görevlendirmesine ilişkin ara kararı aşamasında taraf vekilleri bu hususa itiraz etmelidir.

Mahkeme bilirkişiye görev verdiğinde bilirkişi bu göreve uygun rapor hazırlamak zorundadır. Bu nedenle bilirkişiler hakkında görevi kötüye kullanma suçu oluşmaz diye düşünüyorum.

Özetle, konu hakim ve taraf vekilleri arasında çözülmeli.

Saygılarımla

Sayın Konyalı,
"Alacağın varlığını tespit etmek" tarafların ticari kayıtlarını inceleyip bu alacağın ticari defterlerde görünüp görünmediği, belgelenip belgelenmediğinin defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığının tespitidir.

Bunu aşıp, "bana sorulmamış ise de, durumdan vazife çıkartıyorum; hele bir de taraflar arasındaki sözleşmeyi yorumlayayım; bakalım garanti sözleşmesi mi yoksa kefalet sözleşmesi" demek hukuki yorum yapmaktır; daha da ötesi yargıç özentisi olmaktır.

İnsanlar artık karar verecek; ya bilirkişi olacaksın, ya avukat ya yargıç... Kimse kimsenin mesleğine ve branşına özenmesin, herkes sadece işini yapsın.

HMK'nın açık emri / yasağı varken, bilirkişiler kamu görevlisi sıfatını taşıyorken, TCK'da görevi kötüye kullanma suç tipi varken suçun neden oluşmadığını düşündüğünüzü yazarsanız sevinirim.

Bilirkişiler, ailenin yaramaz ve şımarık çocuğu tiplemesini artık bir kenara bıraksınlar. Evet, ailenin "babası" (yargıçlar) onları bugüne kadar çokça şımarttı ama en başta yazdığım gibi: Artık yeter!

Hukuki yorumda bulunan her bilirkişiyi (davada lehime de görüş belirtse) savcılığa şikayet edeceğim, ta ki bilirkişiler "artık hukuki yorum yapmayacağız, sadece bize sorulan teknik sorulara yanıt vereceğiz" diyene kadar.

Selam ve saygı ile...