Mesajı Okuyun
Old 04-01-2017, 13:22   #2
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Meslektaşım,

Sorunuz çok geniş ve ne istediğinizi tam olarak anlayamadım. Yeni tarihli bir kararı paylaşmakla yetiniyorum.


T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/1614

K. 2016/8596

T. 26.5.2016

DAVA : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre davalı vekilinin tüm itirazlarının reddi gerekir.

2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 15.7.1985 tarihinden itibaren 506 Sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı alan davalının, 1.1.1984-25.12.1999 tarihleri arasında 1479 Sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğu ve 1.11.2000 tarihinden itibaren Bağ-Kur kapsamında yaşlılık aylığı aldığının anlaşılması sonrasında, ölüm aylığının kesilerek 15.7.1985-16.10.2005 tarihleri arasında yersiz olarak ödenen ölüm aylıkların tahsili için yapılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan işbu davada, mahkemece yapılan icra takibinin davacıya tebliğ tarihi olan 21.9.2012 tarihinden geriye doğru 10 yıl içerisinde yapılan ödemelerin davalıdan istenebileceği sonucuna varıldığı anlaşılmış ise de, söz konusu mahkeme hükmü eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.

Sigortalılara veya hak sahiplerine yapılan yersiz ödemelerin ilgililerden geri alınmasının hukuki dayanak ve ilkelerine dair olarak; 6.8.2003 günü yürürlüğe giren 4958 Sayılı Kanun'un 47'nci maddesiyle değişik 506 Sayılı Kanun'un “Sigorta yardımlarının haczedilemeyeceği, yanlış ve yersiz ödemelerin tahsili” başlığını taşıyan 121'inci maddesinin ikinci fıkrasında; yanlış ve yersiz ödendiği anlaşılan her türlü gelir, aylık ve sigorta yardımlarının 84'üncü maddenin son fıkrası saklı kalmak kaydıyla, ilgililerin sonraki her çeşit istihkaklarından kesilmek suretiyle geri alınacağı, Kurumun genel hükümlere göre takip hakkının saklı bulunduğu açıklanmış olmasına karşın, yersiz ödeme durumunda geri verme yükümünün kapsamı

belirlenmediği gibi, söz konusu Kanun içeriğinde bu konuda herhangi bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Bu konuda 1.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Yersiz ödemelerin geri alınması” başlığını taşıyan 96'ncı maddesinin birinci fıkrasında, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

a-) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

b-) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü öngörülmüştür.

Söz konusu Kanunun geçici maddelerinde, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğine işaret eden herhangi bir kural da bulunmadığından, sonuç olarak 96'ncı madde düzenlemesinin, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacaklarına dair süregelen uyuşmazlıklara uygulanması zorunludur.

Dosya kapsamının incelenmesinde, ölüm aylığı alırken, Bağ-Kur kaydı bulunan ve bu kayıtlar neticesinde ayrıca yaşlılık aylığı bağlanan davacının kendi kusurundan dolayı söz konusu yersiz ödemeyi iade etmekle yükümlü olduğu belirgin bulunduğundan, davalı hakkında 5510 Sayılı Kanun'un 96/a maddesinin uygulanması gerektiği anlaşılmakla, her ne kadar mahkemece, icra takibinin davacıya tebliğ tarihinden geriye doğru 10 yıllık süre dikkate alınarak karar verilmiş ise de, son ödemenin yapıldığı 16.10.2005 tarihinden geriye doğru 10 yıllık sürede yapılan ödemelerin tahsile konu olabileceği anlaşılmakla, mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, 26.5.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası