Mesajı Okuyun
Old 25-03-2009, 22:59   #46
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Atahun

Ben de şöyle bir soru sorayım. Kadına zorla sahip olup, onu hamile bırakan babadan, sırf zorla sahip oldu diye babalık hakkından feragat etmesini bekleyebilir miyiz.? Farklı iki durumu birbirine karıştırmamak lazım diye düşünüyorumç

Normal şartlarda düşünecek olursak; Ben, "bebeği karnında taşıyor" diye anneye sınırsız bir tasarruf hakkı verilmesini hakaniyet açısından doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum. Bu benim düşüncem.



Sayın Atahun,
Burada üzerinde tartıştığımız konu, kadının temel haklarından olan ‘kendi vücudu üzerinde kendisinin tasarrufta bulunması’. Kadın bu hakka dayanarak ister çocuk aldırır, isterse estetik ameliyat yaptırır. Kalkıp: ‘Kadına zorla sahip olup, onu hamile bırakan babadan, sırf zorla sahip oldu diye babalık hakkından feragat etmesini bekleyebilir miyiz.?’, dediğinizde, ‘çocuk yapma makinası’ olarak kullanılmak istenen kadının kişilik haklarına ve kişiliğine tecavüz edilmiştir derim. Burada üzerinde durmamız gereken konu o zaman şu olacak: Kadının kişilik hakkına mı burada öncelik vereceğiz yoksa saldırganın babalık hakkına mı? İsterseniz soruyu başka türlü de yöneltebilirim ‘Sırplarla Boşnaklar arasında sürdürülen savaşta, Sırplar sırf intikam almak ve bir halk topluluğunu ortadan kaldırmak gayesi ile binlerce Boşnak kadına zorla sahip oldular. Bu kadınların çoğu fırsat buldukları andan itibaren o zorla sahip olmanın ürünü olan çocuklardan kurtulmanın yollarını aradı, burada ‘babanın rızası yok çocuğu aldıramazsınız' mı denseydi?


Burada üzerinde tartışılan konu ‘kadının daha doğmamış çocuğu aldırması konusu’. Konu bu oluncada sadece konu üzerinde tartışmak ve konuyu dağıtmamak gerekir. Demek istediğim: eğer doğmamış çocuk üzerinde tartışıyorsak, konuyu sırf buna bağlı olarak tartışalım. Çocuk doğmuş olsaydı babası velayet sahibi olurdu, velayet sahibi olabileceği için çocuğun aldırılmasında söz sahibi olması gerekir türünden düşünceler sadece varsayımlar üzerinde tartışmaktır.


Birde meşhur NÜFUS PLANLAMASI HAKKINDA KANUN’umuz var. Albin Eser’in Schwangerschaftsabbruch: Zwischenergebnisse eines internationalen Vergleichs (hamileliğin sona erdirilmesi: Enternasyonal bir karşılaştırmanın ara sonuçları) başlığı altında bir araştırması var. Araştırmanın dikkatimi çeken en önemli yanı, Eser’in çocuk aldırmada eşin rızasının alınması konusundaki örneklerin başında yukarıda sözü geçen yasamızı örnek olarak göstermesi. Bu türden örneklere fazla rastlanmıyor demek. Avrupadaki genel uygulamaya göre, ancak kadın razı olursa eş çocuk aldırma işlemine karıştırılıyor. Eser’in belirttiğine göre Avrupa İnsan Hakları Komisyonu 13.05.1980 senesinde aldığı kararda(Kaynak: Fall Paton; Europäische Grundrechte-Zeitschrift 1981, Sayfa. 20 ve devamı), şunu belirtiyor: kocanın veya söz konusu olabilecek babanın özel hayatının ve aile hayatının korunması hakkı/prensibi ona, kadının çocuğu aldırma hakkına ve kararına karışma hakkı vermez.


Saygılarımla