Tüm meslektaşlarıma iyi çalışmalar dileyerek, hareket noktasını belirleyemediğim, değerli bilginize ihtiyaç duyduğum konunun özeti şöyledir.
1965 yılında müvekkilin babası tapu tahsis belgeli arsayı, üzerine gecekondu inşa ederek kullanmaya başlamıştır. 82-83 yılları arasında bu taşınmaz, gerçek sahiplerinin veresesiz öldüğünün tespitiyle vakıflar adına tescil edilmiştir.

Bu tarihten sonra vakıflar ile aralarında kira sözleşmesi yapılarak müvekkil kiracı konumuna geçmiştir. Ancak emlak vergilerini 93 yılına kadar ödemeye devam etmişlerdir.
1979-80 yıllarında bu arsa üzerine arsanın değerinden daha kıymetli bir bina inşa etmişlerdir. Vakıflarla yapılan 93 yılı tarihli kira kontratında ise sözleşmeyi uzatabilmek için, arsa üzerine inşa edilen taşınmaz vakıflara hiçbir hak talep edilmeksizin gayri kabili rücu hibe edilmiştir. Kontrat noter onaylıdır.
2014 yılı sonunda vakıflar idaresince bu yerle alakalı bir başkası ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Müvekkil durumu tesadüfen öğrenmiştir. Tahliye tehditi ile karşı karşıyadır. Eğer kendisine böyle bir teklifte bulunulsa veya ihaleden haberdar edilse idi, kendisi bu sözleşmenin tarafı olacaktı.
Müvekkilin vakıflar lehine hibe beyanından önce, ilgili taşınmazın kendisine satılması veya yaptığı kazandırıcı işlemin bedelinin ödenmesi için yaptığı başvurusu olup, red cevabı verilmiştir.
Hem tahliyeden kurtulmak hem de ilgili taşınmazın satın alınması veya hiç olmadı yapılan kazandırmanın bedeli hibenin varlığı bertaraf edilerek vakıflardan talep edilmesi mümkün müdür?

Şimdiden tüm meslektaşlarıma teşekkür eder, saygı ve selamlarımı sunarım.