Mesajı Okuyun
Old 17-03-2011, 13:34   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Eksik teselsülde zamanşımı konusunda hgk karaından(2004_4-103E) bir bölüm payşlaşıyorum:

Bu hükmün haksız fiillerden doğan müteselsil TAM TESELSÜLDE yan BK. md. 50´ye müteselsil sorumlulukta uygulama bulacağı; buna karşın EKSİK TESELSÜL´de yani BK. md. 51´e dayanan müteselsil sorumlulukta uygulama kabul Yine halefiyette borçlu alacaklının yerine geçtiğinden, alacaklının alacak hakkının tabi olduğu zamanaşımı süresinden yararlanır. Bunun sonucu olarak halefiyetten yararlanan rücu hakkı sahibinin, diğer borçlulara rücu hakkı alacaklının sahip olduğu zamanaşımı süresinden yararlanır.

Buna göre tam teselsülde, zararı tazmin eden müteselsil borçlu, diğer borçlulara alacaklının sahip olduğu zamanaşımı süresinden yararlandığı , eksik teselsülde rücu hakkını kullanan kişinin zamanaşımı süresi haksız fiillerdeki genel hükümlere tabidir. Uyuşmazlığın çözümüne etken olduğu için şu yöne de değinmekte açıkça yarar vardır.

Bir borcu yerine getiren alacaklının haklarına halef olabilmesi için halefiyetin kanunda açıkça bulunması da açıkça sürece bir halefiyetin doğması mümkün değildir. Halefiyet Kanununda belirtilmiş durumlarda doğar. Diğer bir anlatımla halefiyet halleri sınırlı sayıda olma (numerus clausus) kuralına bağlıdır. Kanunda açıkça öngörülmediği sürece bir halefiyetin doğması mümkün değildir. Örneğin, (BK. md. 109, 69, , 496, MK. 799, TCK, 654/1, 907, 915, 920, 933, 936, 937, 813, 1301, 1361, 506 sayılı SSK. md. 26, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu md. 129,1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu md. 63.)