Mesajı Okuyun
Old 23-01-2007, 00:30   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

HG 00, E: 1936/000031, K: 1939/000047, Tarih: 07.06.1939
[*]HARİCEN SATIŞ[*]DAVA ZAMANAŞIMI

Taşınmaz malın haricen satışına ve satış vaadine ilişkin akit ve işlemler yasaca geçerli değilse de, bir tarafın tapu dairesinde ferağın yapılmasını üstlenmesi koşuluna karşı diğer tarafın taşınmaz malın bedelini verdiğine, koşul gerçekleşmeyince bedelin geri verilmesi de üstlenilmiş olduğuna göre:

1 - Bu gibi davalar on yıllık genel zamanaşımı hükümlerine bağlı olurlar.

2 - Sürenin başlangıcı ferağdan cayma ve çekinme tarihidir.

(818 s. BK. m. 125)

10/06/1931 g. ve E. 2 - K. 1931/40 s. Y. İçt. Bir. K.

19/10/1938 g. ve E. 1937/13-K. 1938/15 s. Y. İçt. Bir. K.

10/07/1940 g. ve E. 1939/2-K. 1940/77 s. Y. İçt. Bir. K.

Haricen satılıp ferağından nükul olunan gayrimenkul bedelinin istirdadına müteallik davaların tabi olduğu müruruzaman müddetiyle bu müruruzamanın başlangıcı hakkında Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesinin kararları arasında hasıl olan ihtilafın tevhidi içtihat suretiyle halli Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesi Reisliğinin 02/11/1936 tarih ve 224 ve 05/06/1939 tarih ve 111 numaralı müzekkereleriyle istenilmesine mebni 31/05/1939 ve 07/06/1939 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyeye kırk dokuz zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve mezkur müzekkere ile ilamlar okunduktan sonra hadise bir kerre de Birinci Reis İhsan Ezgü tarafından izah edilmekle beraber ilaveten bir de dava mebdeinin tayini hususunda ihtilaf vardır, denildi.

Fevzi Bozer; Bu noktayı izah etti ve müruruzamanın imtina tarihinden başlaması lazım gelir ve dairemizin dört, beş senelik tatbikatı bu merkezdedir. Bundan başka bedel istirdadı davaları on senelik müruruzaman hükümlerine tabidir. Çünkü akitlerden satıcı memuru mahsus huzurunda ferağın icrasını ve aksi takdirde aldığı bedelin iadesini taahhüt etmiştir. Şu halde bedelin iadesi müteahhidünbihtir. Bu taahhütten doğan borçlar ise haksız mal iktisabı mahiyetinde değildir. Kanunda başka suretle bir hüküm olmadığı takdirde her dava on senelik müruruzamana tabidir. Binaenaleyh istirdat davasının on senelik umumi müruruzamana tabi olması lazım gelir, dedi.

Birinci Reis: Diğer dairelerde böyle bir ihtilaf olup olmadığını sordular, gerek Sait Barlas ve gerek Ali Rıza Kiper, mebde imtina tarihinden itibar edildiğini söylediler.

Fuat Hulusi; Bu akitler muteber olmamakla beraber bir adam muteber olmayan akti de yerine getirebileceğine ve diğer taraf ferağ edecek ümidiyle intizar etmekte bulunmasına göre müruruzaman cereyan etmeyeceğini ve bunun kanuna da aykırı düşmeyeceğini söylediler.

Şemseddin: Bir akdi sahih zımnında verilmiş olan şeyde şartın ademi tahakkukundan itibaren haksız mal iktisabı başlar. Verilmiş olan, bila sebep kalmıştır. Bu sebepsiz mal iktisabından başka bir şey değildir. Maruzatım kafi gelmiyorsa sair işlerde olduğu gibi aramızda cezacı arkadaşların da iştirakini temin etmek suretiyle bir komisyon teşkil edilerek bu ehemmiyetli bahsi ariz ve amik tetkik edip bir neticeye ulaşmasını da rica edeceğim.

Birinci Reis; Böyle bir komisyona lüzum olup olmadığını sordular. Lüzum olmadığı ittifakla beyan edildi.

Fevzi Bozer; Bedelin istirdadı davasının tabi olacağı müruruzaman meselesinde mademki sarihler arasında da ihtilaf vardır, bu davanın umumi müruruzamana tabi olması daha ziyade adil ve hakka muvafık olur.

Hadise Borçlar Kanununun 61 nci maddesindeki «muteber olmayan» mefhumuna dahil değildir. Zira şartlar tahakkuk etmediği surette bedelin iadesi taahhüt olunmuştur. Mezkur maddenin bu gibi taahhütlerden doğan borçlara şümulü yoktur. Arzettiğim veçhile müruruzaman mebdei de akitten nükul tarihidir. Çünkü bayi kendi rıza ve ihtiyariyle ferağı yapabilir. Müşteri de bu taahhüdün icrasını beklemekte haklıdır. Ancak ferağdan nükulden itibaren istirdat davasına salahiyet gelir.

Şefkati; Malın teslimi ile zilyetlik vaki olur. Kanuni hapis hakkı cereyan eder, demeleriyle:

Neticede;

Her ne kadar gayrimenkulun haricen satışına ve satış vaadine müteallik akit ve muameleler kanunen muteber bulunmamış ise de satıcının memuru mahsus huzurunda ferağın icrasını ve aksi takdirde almış olduğu bedelin iadesini taahhüt etmiş ve alıcının da aralarında takarrür eden bedeli bu şartla satıcıya vermiş olmasına ve şu suretle şartın tahakkuk etmediği takdirde bedelin iadesi müteahhidünbih bulunmasına göre bu teahhütten doğan borçların haklı bir sebep olmaksızın mal iktisabından tevellüt eden borçlar mahiyetinde olmadığından hadisede Borçlar Kanununun altmış altıncı maddesinde yazılı müruruzaman müddeti kabili tatbik bulunmadığı ve mezkur kanunun 125 nci maddesi mucibince kanunda başka suretle bir hüküm mevcut olmayan her dava on senelik müruruzamana tabi tutulduğu cihetle bu misillu davalar on senelik umumi müruruzaman hükümlerine tabi olduğu gibi satıcının rıza ve ihtiyariyle taahhüdünü ifa edebileceğine göre bunun icrasını beklemek zaruretinde bulunan alıcı için ancak şartın tahakkuk etmediği ve ferağ ümidi münkati olduğu takdirde bedelin istirdadını davaya salahiyet geleceğinden müruruzamanın da paranın verildiği tarihten değil, satıcının birrıza ferağdan nükul ve imtina ettiği zamandan başlayacağına 07/06/1939 tarihinde ekseriyetle karar verildi.

AYKIRI GÖRÜŞLER: Y. K. Arslansan:

Muteber olmayan bir sebebe müsteniden verilmiş olan paranın istirdadı bahis mevzuu olmasına göre hadise Borçlar Kanununun 66 ncı maddesinde gösterilen bir senelik müruruzamana tabidir.

İ. Ertem:

Borçlar Kanununun 66 ncı maddesi sarahatına göre bir senelik müruruzamana tabidir.

Ş. Özkutlu:

66 ncı maddenin tatbiki lazım geleceği reyindeyim.