Konu: istisna akdi
Mesajı Okuyun
Old 22-04-2011, 15:26   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. esim
Öncelikle hepinize iyi çalışmalar..Benim sorum şu, bir binanın dış cephesinin sıva işlerini yapmak için apartman sahibi ile A şahsı anlaşıyor.. ortada bir istisna akdi var,sanırım bunda hepimiz hem fikiriz. A şahsı 4i iş gününde yaralanıyor bizim apartman sahibi de işe girdiği gün itibariyle A şahsını sigortalı yapıyor..(olaya üzüntüsüyle biraz olsun yardımcı olabilmek için,sonunu düşünmeden) Şimdi ben dilekçemde iş sahibi ve yüklenici kavramları üzerinde yoğunlaşıp,hizmet akdiyle aradaki farklılıklara değinmeye çalıştım. Ancak A şahsının sigortalı yapılmış olması akdin niteliğini ayrıntılara girmeden direk değiştirir mi..Sigortalı olmasına rağmen aradaki ilişki taşıdığı özellikler bakımından istisna akdi olabilir yününde elinde Yargıtay kararı olan arkadaşlarım varsa gönderirse çok memnun olurum. Şimdiden teşekkürler..

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 13.05.2008 T., Esas: 2008/4586, Karar: 2008/7667: "Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, davalı Kurum ile A____ D____ hakkındaki davanın reddine, 23.966,90 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan U____ San. Ltd. Şti. ile H____ E____'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan U____ San. Ltd. Şti. H____ E____ ve Kurum vekillerince istenilmesi ve davalılardan U____ San. Ltd. Şti. ile H____ E____ vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.05.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan U____ San. Ltd. Şti. ile H____ E____ vekili Avukat Z____ D____ ile Kurum vekili Avukat A____ Ş____ A____ geldiler. Davacı ile diğer davalı adına kimse gelmedi. Davacı vekilinin mazeret telgrafı gönderdiği gürüldü, mazeretin reddine karar verilerek, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi B. Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:


KARAR : Dava, 11.01.2004 tarihinde meydana gelen kaza sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine iş kazası sonucu ölüm nedeniyle kurum tarafından gelir bağlanması gerektiğinin tespiti ile hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece davacı çocukların maddi tazminat talepleri, maddi zararları sigorta tahsisleri ile karşılandığından reddolunmuş, davacı eşin maddi tazminat isteminin kısmen, davacıların manevi tazminat istemlerinin tümden kabulü ile davalılar U____ Sanayi Ltd. Sti ve H____ den tahsiline, davalılar SGK Başkanlığı ve A____ D____'e yönelik davanın ise reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davalılar SGK Başkanlığı ile U____ Sanayi Ltd. Şti ve H____ E____ tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, her ne kadar davacılar murisi M____ Y____'ın geçirmiş olduğu kaza nedeni ile hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat alacaklarının davalı U____ M____ Sanayi Ltd. Şti. ve H____ E____'den müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ise de, kurulan hüküm usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.

Dava, nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine yöneliktir. Davanın bu niteliği dikkate alındığında, davacılar murisinin ölümü ile sonuçlanan olayın iş kazası olması, bunun için de öncelikle davacılar murisinin davalı işyerindeki çalışmasının hizmet akdine dayalı olması gerekir.

Her ne kadar davalı SGK Başkanlığı diğer davalı U____ M____ Sanayi Ltd. Şti'ni işveren, davacılar murisinın ölümü ile sonuçlanan kazayı iş kazası olarak kabul ederek hak sahiplerine gelir bağlamış ise de, bu davada SGK Başkanlığı taraf olduğu gibi diğer davalılar da davacılar murisinin hizmet akdi ile çalışmadığını cevapla birlikte ileri sürdüklerinden öncelikle davacılar murisinin davalı U____ M____Sanayi Ltd. Şti işyerindeki çalışmasının hizmet akdine dayalı olup olmadığının belirlenmesi gerekir.

Gerçekten, bir iş kazası sonucu, zarara uğrayan işçi veya hak sahiplerinin maddi veya manevi tazminat talepleri, ancak işveren veya kusurlu üçüncü kişilere karşı yöneltilebilir. Bunun dışında, 4857 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca, aracı olarak tabir edilen kişiler aracılığı ile işe alınan işçilerin uğrayacakları zararlardan dolayı, asıl işveren de aracılarla birlikte sorumludur. İşte mahkeme, bu esastan hareketle, SGK. 'ca davalı şirketin işveren, olayın iş kazası olduğuna ilişkin kararını ve davalı U____ M____ Sanayi Ltd. Şti'ni işveren diğer davalı H____ E____'i ise işveren vekili ve işin başında bulunan kişi olarak nitelendiren kusur raporundaki değerlendirmeye bağlı kalmış ve hükmünü buna göre oluşturmuştur.

Davacılar murisinin, davalı U____ M____ Sanayi Ltd. Şti tarafından Ostim Sanayi sitesinde yeni kiralanan işyerinin, sac ile çatı ve yan örtü kaplamalarının yapılması sırasında kaza geçirdiği, davalı U____ M____Sanayi Ltd. Şti'nin faaliyet konusunun galvanizli sac alım satımı olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacılar murisinin hizmet akdine mi yoksa istisna akdine mi dayalı olarak çalıştığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacılar murisi ile davalı U____ M____ Sanayi Ltd. Şti arasındaki hukuksal ilişkiyi hizmet akdi olarak yorumlamak mümkün bulunmamaktadır.

Hizmet akdinin unsurları;
1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi,
2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi
3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması
4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdı yine mevcuttur.

İstisna akdinde ise; bir eserin ücret karşılığında yaratılması söz konusudur. İstisna akdinde ücretin tespitinde eser göz önünde tutulur. İş sahibinin talimat verme yetkisi ise, elde edilecek sonuç içindir. Halbuki hizmet akdinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, ise başlangıç ve sona eriş saatinin işverence tespiti biçimindedir.

Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları zaman ve bağımlılıktır.
Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda ise davacılar murisi ile davalı işverenler arasında hizmet akdinin ayırıcı unsurlarından olan zaman ve bağımsızlık unsuru yoktur. Davacılar murisinin kendi nam ve hesabına demir doğrama işi ile uğraştığı, ayrı işyerinin ve vergi mükellefiyetinin olduğu, vergi mükellefliğinin ölümünden sonra eşi tarafından verilen dilekçe ile kaza tarihinden önceye çekilecek şekilde sonlandırıldığı, davalı U____ M____Sanayi Ltd. Şti işyerinin, sac ile çatı ve yan örtü kaplamalarının yapılması işinin davacılar murisinin de aralarında bulunduğu 4 kişi tarafından üstlenildiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacılar murisi ile davalı U____ M____ Sanayi Ltd. Şti arasındaki hukuksal ilişkinin eser sözleşmesi olduğu açık ve seçiktir. Başka bir anlatımla davalı U____ M____ Sanayi Ltd. Şti davacılar murisinin işvereni değildir. Kazalının kendi adına bağımsız çalışması nedeniyle Bağ-Kur kaydının bulunmamasının keza SGK Başkanlığının olayı iş kazası olarak değerlendirerek iş kazası sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerine gelir bağlamasının taraflar arasındaki hukuki ilişkinin mahiyetinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi için yeterli olmadığı da söz götürmez.

Hal böyle olunca da, istisna akdine dayalı bir çalışma söz konusu olduğuna göre, 506 sayılı yasanın 2. maddesi dikkate alındığında davacılar murisinin anılan yasa kapsamında bir çalışması bulunmadığından ölümle sonuçlanan olayın iş kazası olarak kabulü mümkün değildir.

Öte yandan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesine göre İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş aktinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarında doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri İş Mahkemeleridir. Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olduğundan bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda taraflar arasında işçi, işveren, işveren vekili ilişkisi ( hizmet ilişkisi ) bulunmadığından tazminat istemli davanın İş Mahkemesinde değil miktara göre Genel Mahkemelerde ( Sulh Hukuk-Asliye Hukuk ) bakılması gerekir.

Mahkemece, kazalının hizmet akdine dayalı olarak çalışmadığı dolayısıyla, ölümle sonuçlanan olayın iş kazası olmadığının tespitiyle, davacıların iş kazası sonucu ölüm nedeniyle kurum tarafından gelir bağlanması gerektiğinin tespiti istemine yönelik davalarının reddine, davacıların maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine yönelik davaları bakımından ise, davalılar U____ M____ Sanayi Ltd. Şti ve H____ E____ 'nin işveren ya da işveren vekili olmadıkları göz önüne alınarak, dava dilekçesinin bu davalılar yönünden görev yönünden reddine karar verilmek gerekirken, bu maddi ve hukuki olaylar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı şirket ile H____ E____'in maddi ve manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, davalılardan U____ M____ San. Ltd. Şti., H____ E____ yararına takdir edilen 550.00 YTL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan U____ Metal San. Ltd. Şti., H____ E____'e iadesine, 13.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi"

Saygılar...