Mesajı Okuyun
Old 28-05-2009, 08:10   #46
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Sayın Adli Tip,

Size nacizane tavsiyem şudur: Bahsettiğiniz görüşü bu forumda savunun ancak işçi tarafından/işveren tarafından bir danışma sorusu geldiğinde benim görüşümü dile getirin

Yasayı okumak beni anlamak için yeterli değilmiş demek ki.

Çünkü...

Yukarıdaki sonsuz ihtimallerden biri olan örneğinizde de başvuru süresi 25 Nisan'da sona ereceği için E.O'nun "yasa yanınızda" diyeceğini sanmıyorum. İşçiye 15 Nisan'da tebliğ edilen karar tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiştir.

Sizin karıştırdığınız husus şu:

Siz tebligatın 8 Nisan'da yapıldığını düşündüğünüz için tebliğ tarihi itibariyle kararın kesinleşmediğini düşünüyor ve örneğinizi bunun üzerinden şekillendiriyorsunuz. Oysa tebligat 15 Nisan'da yapılmıştır. 15 Nisan itibariyle işçiye tebliğ edilen karar artık kesinleşmiş bir karardır.

Saygıyla iletirim...

Sayın Engin Özoğul;


Hikayede belirtmek istediğim takvim şuydu:

1 Nisan: Karar tefhim edildi. (Temyiz süresi başladı.)
8 Nisan: Kararın gerekçesi yazıldı. Kararın gerekçesinin yazılmış olmasının hukuki açıdan bu olayda bir belirleyiciliği yok. Gerekçeli bu kararla, tefhim edilen karar arasında hukuki açıdan hiçbir fark yok. İkisi de aynı, henüz kesinleşmemiş, aynı hükmü içeren karar.

8 Nisan: Kalem memuru henüz kesinleşmemiş bu kararı zarfa koydu, postaya verdi. Bu tarihin de postaya verilme tarihi olması sebebiyle bir önemi yok.

15 Nisan: Davacı vekilinin elinde iki tane belge var:

BİRİNCİSİ, son duruşma zaptı. Yani asıl hükmü içeren, yüzüne karşı 1 Nisan'da okunmuş olan, işe iade kararının olduğu hukuki geçerliliği olan belge. Yani bir mahkeme kararı. Bu belge, 10 gün önce mahkemenin kesinleşmemiş kararıydı. Şimdi ise kesinleşmiş.

İKİNCİSİ: Birinci belgedeki hükmün yer aldığı, 15 Nisanda tebliğ aldığı gerekçeli mahkeme kararı. Bu kararın üzerinde kesinleşme şerhi yok. Olması da mümkün değil, postaya verilirken kesinleşmemişti çünkü. Davacı vekilinin bu belgeyi alıp okuduğu zaman, yüzüne karşı okunmuş olan kararın, artık kesinleştiğini anlaması mümkün değil. Bu ikinci belge, davalının dosyayı temyiz etmediğine ilişkin bir bilgi de içermiyor.

Davacı vekilinin, elindeki kararın kesinleştiğini öğrenmesi için ya kendisine ÜÇÜNCÜ bir belge daha tebliğ edilmeli, ya da davacı vekili bunu gidip kendisi araştırmalı.

E.O. bu hikyayede, "15 Nisan itibariyle başvuru süresi başlar, 3. bir tebligat beklemesine gerek yok" diyorsa, tartışma bence yeni bir boyut kazanmıştır.

Bir noktada anlaşabilirsiz sanki.

Saygılar,