Mesajı Okuyun
Old 27-05-2009, 16:39   #38
Adli Tip

 
Varsayılan Hİkaye...

Bir varmış bir yokmuş..

1 Nisan da duruşmaya girildi. Hakim “davanın kabulüne”… dedi kararı taraflara tefhim etti.
Davalı vekili çıkınca kendi kendine dedi ki, “Bu ne ya! 1 Nisan şakası mı? Nasıl bir gerekçeyle kabul etti ki çok merak ediyorum.” dedi.
Davacı vekili de dedi ki, “Şunun gerekçesini alayım da, nasıl bir dava kazanmışım herkese göstereyim.”

İkisi de kaleme girdi, posta pullarını kaleme verip dediler ki, karar yazılınca bize hemen tebliğe çıkartın.

Davalı vekiline, müvekkili dedi ki, bu kadar canını sıkma. Temyiz de etme.

8 Nisan’da gerekçeli kararlar tebliğe çıkartılıyor. 15 Nisan’da da taraflara tebliğ ediliyor.
Davacı vekili, 1 Temmuz’da Yargıtay’ın sitesine bakıyor, dosya kayıtlı görünmüyor.
Mahkeme kalemini arayıp soruyor, “bizim dosya ne zaman Yargıtay’a gitti?” diye. Kalem de cevaben “gitmedi ki.” Diyor. Ne zaman kesinleşti diye soruyor, 10 Nisan’da diyorlar.

Davacı vekili öğreniyor ki, kendisine tebliğ edilen karar kesinleşMİŞ. (Zaten yasa da, “di’li geçmiş zaman kipini kullanmamış. )

Davacı sevinçle, kalem memuruna “bana o kararı hemen tebliğ eder misiniz?” diye sordu.
Kalem memuru U. da dedi ki “Vallahi biz bu kararı size zaten tebliğ etmişiz. Biz de bir tane karar kaldı. İsterseniz gelin bundan fotokopi çektirin, suret harcını yatırın, size bir tane daha tebliğ edelim. İsterseniz de elinizdeki karara kesinleşme şerhi koyalım.”

Davacı vekili bu işlerde kendisine güvendiği E.O.yu arar ve –sadece- “işe iade başvurusu için, kararda kesinleştirme şerhi olması şart mı?” diye sorar. E.O. da “kararın kesinleşmiş olması yeterli, şerhe gerek yok” der ve telefonu kapatır.

Kendisine işe iade talebi gelen işverenin avukatı da, bu işlerle ilgilendiğini, fakat kavramları sıklıkla karıştırdığını bildiği! arkadaşı A.T’yi arar ve “müvekkilime işe iade talebi geldi, dikkat etmem gereken bir şey var mı diye sorar.” A.T. de cevaben, “davacının kararı ne zaman tebliğ aldığını kontrol etmek için dosyaya bakmalısın” der…

Davacı A.T’yi arar ve kararı 15 Nisan’da tebliğ almışlar der. A.T. “Bir yanlışlık olmasın Temmuz’un ortasına geldik, hangi kararı tebliğ almış iyi baktın mı” diye sorar.

Cevap: Kesinleşmiş kararı… 
A. T. : Karar ne zaman kesinleşmiş?
Davalı vekili: 10 Nisan’da.
A. T. : 10 Nisanda kesinleşmiş kararı, 15 Nisan da tebliğ alan işçinin başvurma süresi geçmiştir, İşe başlatma… (A.T. önemli olanın tebliğ edilme tarihi olduğunu düşündüğü için, karar ne zaman tebliğe çıkartılmış diye sormaz.)

Davacı vekili, durumu müvekkiline anlatır, “süreyi kaçırmışız, yapacak bir şey yok” der. İşçi bu kez, Avukatına karşı tazminat davası açar. Avukatı, arkadaşı E.O.’yu tekrar arar ve “Bana böyle bir dava açıldı, avukatım olur musun?”
E.O. davayı üstlenmek için arkadaşı A’ya şunları sorar:

E.O. -Karar sana ne zaman tebliğ edildi?
A. -15 Nisan da.
E.O. - Ne zaman kesinleşmiş?
A -10 Nisan’da.
E.O. – Sen kararın kesinleştiğini ne zaman, nasıl öğrendin?
A. – 1 Temmuz’da kalemi aradım.
E.O. – Neden 1 Temmuz?
A - O zaman canım istedi, o zaman aradım.
E.O. - Tamam o zaman. Yasa senin yanında, davayı üstleniyorum.

E.O. bu davadan yüklüce bir vekalet ücreti alır. Bu parayla, Arkadaşlarını toplayıp güzel bir tatile çıkar.
Arkadaşı A.T. bol bol rakı, kendisi de bol bol mariachi içer.