Mesajı Okuyun
Old 11-03-2010, 20:58   #4
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yargıtay Genel Kurulu
ÖZET : Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Toplumumuzun geleneksel yapısı ve tarafların yaşadıkları sosyal çevre de gözetildiğinde; davalının davranışları ve iknası sonucunda, evlenecekleri inancına kapılan davacının, taraflar arasında meydana gelen yakınlaşma sonucunda cinsel ilişkiye girerek kızlığının bozulması olgusunun toplumda açığa çıkması halinde gelecekte onun yeni bir evliliğe adım atarken kendine olan güvenini sarsacağı, belki de evleneceği insan veya çevresindekiler tarafından böyle bir durumun varlığının aleyhine kullanılabileceği, kaçınılmaz bir gerçektir. Aynı sosyal çevreyi paylaşan davalının, davacının içine düşeceği bu durumu da gözeterek, daha hassas davranmasının, ondan beklenen ve olması gereken bir davranış modeli olduğu da unutulmamalıdır.

Tüm bu olgular birlikte ele alındığında ve tarafların bekar oldukları da gözetildiğinde, davacının, davalı tarafından evlenme vaadi ile kandırıldığı ve bunun etkisi altında gerek fiziksel gerek ruhsal anlamda zarara uğratıldığı ve bundan elem ve üzüntü duyduğunun kabulü gerekir.
Diğer taraftan, davacılardan anne Boncuk Gümüş’ün de, aynı olaydan etkilenip, utanç duyduğu ve kızının her an intihara kalkışma olasılığı ile yanından ayrılamadığı, kızının geleceği hakkında kaygıya kapıldığı, dosya kapsamından anlaşılmakla; bu davacının manevi zarara uğradığı da kabul edilmelidir.
.................................................. .................................................. ..............
O halde, yerel mahkemece davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmiş olması, usul ve yasaya uygun olup, direnme yerindedir.

Yargıtay Genel Kurulu'nun üstteki gerekçesi topluma ve hukuk sistemimize:
ne kazandırır?
ne kaybettirir?
Kadından yana mı?
Kadına karşı mı?

Saygılarımla