Mesajı Okuyun
Old 02-01-2007, 23:28   #8
VARTO'LU

 
Varsayılan Dava açmadan önce iş kazası soruşturmasının yaptırılmasında yarar var.

Değerli Meslektaşlarım;
506 sayılı Kanunun 27 ve 28 inci maddeleri uyarınca, işveren iş kazasını en geç kazadan sonra iki gün içinde kuruma bildirmeye ve örneği Kurumca hazırlanan ve sigortalının günlük kazanç hesabına esas bilgileri gösteren vizite kağıdını Kurum'a vermek durumundadır. Ancak onun bunu yapmaması yada bir biçimde gizlemeye, karartmaya çalışması, işçiyi zararlandırıcı olayın "iş kazası" olma niteliğini ortadan kaldırmadığı gibi Sosyal Sigortalar Kurumu'nu kazaya uğrayan işçiye gelir bağlanması, işverenini de işçinin bedeni bütünlüğünün bozulmasından doğan zararlarının giderimi sorumluluğundan kurtarmaz. Çünkü 506 sayılı yasanın 6. maddesine göre "Çalışanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olurlar."

İş kazasının işveren tarafından bildirilmesi veya işçi tarafından bir işverenin belirli bir işyerinde iş kazası geçirildiğinin ihbarı üzerine, S.S.K. kendi müfettişlerine iş kazasını soruşturur. Olaya ilişkin kanıtlar toplanıp,tanıklar dinlenerek zararlandırıcı olayın bir iş kazası olup olmadığı, sigortalının günlük - yıllık kazanç hesabına esas bilgiler 506 Sa.K.'nun hükümlerine göre incelenerek bir rapor hazırlanır.Kurumun sağlık tesislerinde iş kazası ilgili olarak düzenlenen sağlık kurulu rapor ve ekleri S.S.Kurumu Sağlık Dairesi Başkanlığı'na gönderilerek buraca (S.S. Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne göre) sigortalının işgöremezlik derecesi (maluliyet oranı) tespit edilir ve bu maluyiyet oranıda göre de sigortalıya, iş kazası tertibinden "sürekli işgöremezlik geliri" bağlanır.

Bu işlemler tamamlanmadan, iş mahkemesinde açılan bir dava görülerek karara bağlanamaz; kuruma başvurarak bu işlemleri yaptırmamış sigortalıya,mahkemece bu işlemlerin yapılması ve kendisine gelir bağlanmasını sağlamak üzere önel verilir. Şayet S.S.K.olayı bir "iş kazası" olarak kabul etmez ise, sigortalının mahkemeye başvurarak gerçekleşen zararlandırıcı olayın "iş kazası olduğunun ve kendisine sürekli işgöremezlik gelirinin bağlanması gerektiğinin tespiti" yolunda dava açma ve karar alma prosedürünün işletilmesi gerekecektir.

Dahası da, talep edilecek ve mahkemece hüküm altına alınacak manevi tazminatın takdir ve tayininde etken unsurlardan belki de ön önemlisi kazalı işçinin maluliyet oranıdır; bu da yukarıda açıklandığı üzere S.S.Kurumu tarafından belirlenecektir. (ona karşı da itiraz ve dava yoluna gidilebilir).Açılacak davanın "sürekli işgöremezlik geliri bağlanmadan" sonuçlanamaması, davanın fazlaca gerekmediği halde uzunca bir zaman "DERDEST" olması, davayı açacak avukat yönünden zamam kaybı, kazalı işçi için "davanın neden bitirilmediği" kaygısı ayrıca işin "götürüleri" olacaktır.

Ayrıca, olayı gören kişilerin yanında çalışan başka kişiler olduğu düşünüldüğünde, aleyhine dava açıldığında, bunun mali külfetlerine katmaktan kaçınmak isteyecek işveren, tanıklara gerçeği söyletmemek anlamında baskı yapabilecektir. Oysa bu kişilerin Sigorta Müfettişi tarafından dinlenmesinde işverenin (en azından onmilyarlarca liralık manevi tazminat isteğinden) habersiz olarak onlara etkide bulunma ihtimali daha az olacaktır. Kazalı işçi, kazayı gören iş arkadaşlarını, işverenlerine haber vermeden sigorta müfettişine götürerek dinletebilecek ve böylece açılacak davada, özellikle "KUSUR" yönünden önemli kanıtlar karartılmadan elde edilebilecektir.

İş kazaları nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemlerinde "zamanaşımı" süresinin 10 (on) yıl olduğu da gözden kaçırılmamalı,506 sayılı yasa uygulamasında "sigortalıya bağlanan gelirlerin tüm peşin değerleri" mahsup edilmek gerektiği halde 5510 sayılı yasanın 22. maddesinde "gelir bağlama tarihindeki ilk peşin değerleri"nin işverenden istenebilmesi hükmü getirilmekle yalnızca "ilk peşin değerlerin mahsubu" uygulaması da düşünüldüğünde davanın açılıp sunuçlandırılmasında fazlaca acele edilmesinin yararlı olmayabileceği de düşünülmeli.

Olayın özel durumu itibarıyla da, şayet kazalı iki gözünü tam kayıp etmiş ise, o yaşamını sürdürmek için bir başka kişinin desteğine de muhtaç kalacağından,"işgücü yoksunluğu" ve "yardımcı kişi-bakıcı-" nedeni zarara uğranıldığı belirtilip (fazlasını isteme hakkı saklı tutularak) maddi tazminat isteminde bulunmalıdır.