Mesajı Okuyun
Old 21-01-2003, 14:53   #4
tansel

 
Varsayılan

Kamu görevlilerinin en temel haklardan olan siyasi yasaklarına ait kısıtlamalara dokunulmazken, onları, yaptıkları kamu hizmetleri sırasında politize edecek kararlar alınıyor:

Dünya Bankası ve IMF’nin “özelleştir, yerelleştir, yabancılaştır” emri, iki Dünya Bankası kredisi ile devleti tasfiye aşamasına ulaştı. Hükümet yetkilileri, çeşitli açıklamalarla bu tasfiye emrini uygulamaya koyacağını duyuruyor.

Dünya Bankası başkan yardımcısı Johannes Linn Türkiye’ye geldi, Dünya Bankası’nın Türkiye Temsilcisi Ajay Chibber ile birlikte basın açıklaması yaptı. Bu basın açıklaması gösterdi ki, hükümet bu küresel örgütün desteğinde yürüyor. Açıklamalar gösteriyor ki, devleti tasfiye işi 6 yada 9 ay içinde gerçekleştirilmek isteniyor. Irak Saldırısı ile doğan uluslararası kriz ortamı bu planın uygulanması için uygun ortam sağlıyor. Bu örgütler kriz ortamlarını seviyor; 1980’den bu yana özelleştirmeler, yabancılaştırmalar, yerelleştirmeler hep kriz ortamlarında atağa kalktı, şimdi de kriz fırsatı kollanıyor.

Devleti tasfiye planı iki kredi anlaşmasının dayatmalarıyla ilerliyor: PFSPSAL-I ve PFPSAL-II. Bu kısaltmalar, kredinin ingilizce baş harflerinden oluşuyor. Program Amaçlı Mali ve Kamu Yönetimi Kredisi. İlki 13 Temmuz 2001 günlü Resmi Gazete’de yayımlandı; ikincisi 2002 yılının Nisan ayında imzalandı, ama Resmi Gazete’de yayımlanmadı.

PFPSAL-I karşılığında 1,1 miyar dolar, PFPSAL-II karşılığında 1,350 milyar dolar kredi açıldı. İkinci kredinin 1 milyarı henüz ödenmedi, çünkü şartları var:


Kamu personel sisteminde personel sayısını azaltın; sözleşmelilik esasını getirin;

Devlet kurum ve kuruluşlarının görevlerini yeniden tanımlayın; kapılara kilit asın;

Devleti –eğitimi, sağlığı, bayındırlığı, tüm sosyal görevleri- yerelleştirin.

Merkezi yönetimi küçültün; temel kamu görev alanlarını ortadan kaldırın;

İşte 6 – 9 ay içinde bunlar yapılacak.

Liberalizm ile şeriatçılık arasındaki tarihsel kutsal ittifak, günümüzde bir kez daha bu kez “devleti tasfiye planı” ortak paydasında kuruluyor.

Bu plan, bir yandan kamu emekçilerini bir yandan da tüm halkı tehdit ediyor. Halkın çıkarı, ulusal ve sosyal devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla korunması ve geliştirilmesindedir. Bu plana geçit verilmeyecektir.