Mesajı Okuyun
Old 15-10-2007, 00:01   #1
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Nedensiz zenginleşmede üçlü ilişkiler

Burada BK nın "bir borcu boçlu olduğunu zannederek ödeyen kimse"kavramı çok önem kazanacaktır.

Banka 3. şahsın (benim müvekkil kooperatiflerin) hesabına para yatırır. Bir süre sonra ben bu parayı yanlışlıkla yatırmışım diye dava açar. Faizi, komisyonu ve vergisi ile tahsil eder.

Benim başımdan bir kaç defa geçti. Sizlerin de bildiği bir konudur.

Bir defasında böyle bir davayı yerel mahkemede kazandım (maddeyi tam anımsamıyorum ama sanırın 62) Yerel mahkeme nedensiz zenginleşen alacaklı değildir, borçludur dedi.

Yargıtay bozdu. Mahkeme de çarem yok dedi. Sonuçta banka muamele vergisi, ticari faiz vs bir sürü ödemede bulunmak zorunda kaldık.

Şimdi BK 62 gereğince banka kendisini borçlu zannederek mi bu borcu ödemiştir? Hayır bankaya bu borcu ödemesi yönünde yapılan bir tebligat yok. Banka bu borcu isim benzerliği nedeni ile yanılgıya düşerek başkasının hesabından mı ödemiştir? Evet. Peki burada dava açma hakkı kimindir?

Banka ben zararı kapattım dedi, bu zararın içinde (karşı tarafa ödenen bedelin içinde) Banka muameleleri vergisi ve komisyon var mı? Bence yok. Ama banka bunları istiyor ve Yargıtay kabul ediyor. Hani iyi niyetli zenginleşenin farkı?

Banka, kooperatif hesabına parayı yatırdı Kooperatif parayı kullandı/kullanmadı.

Kullandı ise kendi parası sanarak kullandı. Kullanmadı ise zaten sorun yok.

Burada iyi niyetli sebepsiz zenginleşen ile kötü niyetli sebepsiz zenginleşen arasındaki fark kendini gösteriyor.

Burada Yargıtay basiretli bir tacir olarak kooperatifin yatması gereken parayaı kontrol edip ona göre harcama yapması gerektiğini düşünüyor.

Böyle bir şey mümkün mü? Bir harf farkı var ve hesabınıza para geçmiş. Doğal yaşamda kim buna dikkat eder? Burada dikkat etmesi gereken banka değil mi?

Şimdi bu kooperatif hangi hükme dayanılarak BMV ve komisyon ödemek zorunda bırakılıyor?

Burada önümüze yeni bir sorun çıkıyor. Banka Merkez Bankasına aktarmak olduğu limitin altaına kalıyor (bu herhangi bir nedenle olabilir) Kalan limiti kooperatflere dağıtıyor/hesaplarına yatırıyor. (Bu konuda en dikkatsiz kooperatiflerdir. parayı bulunca hemen harcarlar) Burada zorunlu zenginleştirme akla gelmez mi?

Bunlar bizim hukuk sistemimize aykırı değil mi?

Gelelim surunun ikinci kısmına;
Talih Uyar önerdi Baki kuru da katıldı. Sonuçta İİK 89 da yapılan değişilikle alacaklıya karşı dava açma hakkı da tanındı. Hatta 89 işlemez hale getirildi diyebiliriz.

İİK 89 daki değişiklikle BK nedensiz zenginleşme hükümlerini karşılaştırarak düşüncelerinizi bekliyorum.

Yöneticilerin bu konuyu tek veya ikiye ayırarak yayınlama/tartışmaya açma hakkı vardır.

Saygılar.