Mesajı Okuyun
Old 14-03-2019, 15:37   #19
Av. Suat

 
Varsayılan

TÜRKİYE CUMHURİYETİANAYASA MAHKEMESİ
KARAR
MUSTAFA GÜRKAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/7304)
Karar Tarihi: 15/4/2015

I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasında düzenlenen kaza tespit tutanağının iptali için açmış olduğu davanın mahkemenin görevli olmadığından bahisle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini iddia etmektedir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 20/9/2013 tarihinde Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 31/3/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, 10/10/2012 tarihinde Kars ilinde çift taraflı ve maddi hasarlı bir trafik kazasına karışmıştır. Olay yerine gelen polis ekibi "maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı" düzenlemiş ve tutanakta başvurucunun da kazada kusurlu olduğu belirtilmiştir.
6. Başvurucu kendisinin olayda kusursuz olduğunu ileri sürerek tutanağın iptali için Kars 1. Sulh Ceza Mahkemesine 22/7/2013 tarihinde itirazda bulunmuştur.
7. Kars 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 23/7/2013 tarihli kararı ile itirazı reddetmiştir. Mahkeme, başvurucu aleyhine bir idari yaptırım kararı bulunmadığı, kaza tespit tutanağında yapılan kusur değerlendirmelerine karşı itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin görevli olmadığı, olayla ilgili olarak ilerde çıkacak ceza veya hukuk uyuşmazlıklarında ilgili mahkemelerce kusura ilişkin bilirkişi raporu alınabileceği, ayrıca başvurucunun kaza kusur oranına karşı hukuk mahkemesinde talepte bulunabileceği gerekçelerine dayanmıştır.
8. İtiraz üzerine Kars 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 13/8/2013 tarihli kararı ile itirazı reddetmiştir. Karar başvurucuya 21/8/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

………………..30. Başvurucu, Uyuşmazlık Mahkemesinin kararına rağmen Sulh Ceza Mahkemesinin kaza tespit tutanağının iptali talebini reddetmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. İlk Derece Mahkemesi, başvurucu aleyhine bir idari yaptırım kararı bulunmadığı, kaza tespit tutanağında yapılan kusur değerlendirmelerine karşı itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin görevli olmadığı, olayla ilgili olarak çıkacak uyuşmazlıklarda yargılamayı yapacak olan yargı yeri tarafından kusura ilişkin bilirkişi raporu alınabileceği gerekçeleri ile talebi reddetmiştir.
31. 2918 Sayılı Kanun ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre maddi hasarlı kaza tespit tutanağı, kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek bir resmi belge niteliğindedir. Bu sebeple sonraki bilirkişi incelemelerinde de esas alınacaktır. Buna karşın tutanaktaki bilginin aksinin tanık anlatımları ve diğer delillerle kanıtlanması mümkündür. Karayolları Trafik Yönetmeliği'ne göre kaza tespit tutanaklarında 21/3/2012 tarihinden önce kusur oranına ilişkin görüş yer almaktaydı. Fakat Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikten sonra tutanakta taraflar için kusur oranı belirtmeksizin sadece kazanın oluşumunda kimin hangi trafik kuralını ihlal ettiği belirtilmekle yetinilmektedir. Öte yandan 21/3/2012 tarihinden önce, kaza tespit tutanağında yer verilen kusur durumuna ilişkin görüşler bilirkişi görüşü olarak kabul edilmemekte, çıkacak uyuşmazlıklarda kusur durumunun ayrıca bilirkişi aracılığıyla saptanması gerekmekteydi. Başka bir deyişle kaza tespit tutanağı yalnızca ispat vasıtası olarak önem taşımaktadır.
32. Kaza tespit tutanaklarına karşı kanunda doğrudan bir itiraz yolu düzenlenmiş değildir. Uygulamada, tazminat davası açılması veya ceza soruşturmasının başlatılması durumunda kaza tespit tutanağına itiraz hâkime veya Cumhuriyet savcısına yapılmaktadır. Ayrıca doktrinde, henüz dava söz konusu değilse, kaza ile ilgili delillerin tespiti maksadıyla delil tespiti isteyerek, kaza yerindeki maddi deliller ile varsa tanık anlatımlarının tespiti ve kusur durumunun belirlenmesinin istenebileceği kabul edilmiştir (bkz. Hasan Tahsin Gökcan, Karayolları Trafik Kanununa Göre Hukuki Sorumluluk, Tazminat, Sigorta ve Rücu Davaları, Ankara, 2014, s.1450-1465). Bundan başka Yargıtay da kaza tespit tutanaklarının tek başına hüküm kurmak için yeterli olmadığını, ancak aksi ispat edilemediği sürece maddi durumu belirleyen kanıt olduğunu kabul etmektedir.
33. Somut olayda başvurucu, Sulh Ceza Mahkemesinden kaza tespit tutanağının iptali talebinin reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.
34. Yukarda anlatılanlar ışığında ilk olarak, başvurucunun ileri sürdüğü Uyuşmazlık Mahkemesinin kararı uyuşmazlığın tarafları ve ilgili merciler bakımından kesindir ve söz konusu kararda somut uyuşmazlığın çözümünün adli yargı mercilerine ait olduğuna karar verilmiştir (§ 18). İkinci olarak başvurucunun karıştığı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle uğradığı zararı sigorta poliçesine dayanarak sigorta şirketinden veya karşı taraftan istemesi mümkün olduğu halde hukuk mahkemelerinde böyle bir dava açmamıştır. Başvurucunun, açacağı böyle bir davada kaza tespit tutanağında belirtilen kusur oranına itiraz ederek bir bilirkişi raporu ile kusur oranının yeniden tespitini istemesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır (§ 20-23).
35. Buna karşın başvuruya konu kaza nedeniyle henüz ne bir ceza soruşturması başlatılmış ne de bir hukuk davası açılmıştır. Yargıtay içtihatlarına göre tek başına hüküm kurmak için yeterli olmayan ve yalnızca ispat vasıtası olan kaza tespit tutanağının tutulması ve iptal isteminin reddedilmesinden dolayı, başvurucunun güncel bir hakkının ihlal edildiğinden söz edilemez. Başvuru tarihi itibariyle işlemin mağduru olmayan başvurucunun, bu işlem aleyhine bireysel başvuru yapma hakkı bulunmamaktadır.
36. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun mağdur sıfatı taşımadığı anlaşıldığından, başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin "kişi yönünden yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
Başvurunun, "kişi yönünden yetkisizlik" nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 15/4/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.