Mesajı Okuyun
Old 05-12-2013, 15:07   #16
kemal çelik

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım,
Konuyu açan arkadaşıma bir yandan hak verirken bir yandan ise katılmadığımı belirtmeliyim. Hak vermeliyim çünkü özellikle avukatlık mesleğinin hiçbir şekilde oryantasyon desteği yoktur. Yani mezun olup avukatlığı düşünen genç bir insan kendini büyük bir boşluk ve sahipsizlik içinde bulmakta ve bunalmaktadır. Genç yaşta hayat tecrübesinin de eksikliği üzerine eklenince kolay değil tabi. Hepimizin başından geçti. Katılmadığım husus ise şudur; gerçekçi olmak zorundayız. Avukatlık mesleği serbest meslektir. Adalet, yüce idealler gibi soyut kavramların somut getirisi yoktur ve gerçekçi düşünmeyen kişi bu şartlarda kendini Don Kişot'un durumuna düşmüş vaziyette bulabilir.Kira,aidat,ulaşım ve hayat geçimi için para kazanmak gerekmektedir. Sonuçta serbest piyasa ve temel prensip olan arz talep belirleyici olur. Kişinin kendini geliştirmesi,farklılaştırması,hukukun farklı ve ihtiyaç duyulan alanlarında doğru yerde doğru zamanda bulunmaya çalışması gerekir. Bu tüm meslekler için de geçerlidir. Tabii her serbest mesleğin bir başka özelliğini de asla unutmayalım; ben kısmet derim başkası şans desin ne dersek diyelim adına bu da gereklidir. Ama insan kısmetini de şansını da aramalı ve emek vermelidir. Ben şu fakültede okuyorum şu mesleğe girdim haydi gelsin rahat yaşam gibi beklentiler eskidendi. Genç meslektaşlarımı anlamakla birlikte özellikle hatırlatmak isterim ki sizler çok daha şanslısınız. Evet fakülteler çoğaldı hukuk mezunu arttı ama adliyeler ve çalışma ortamı da eskisi ile kıyaslanamayacak kadar güzelleşti. Ben 93 mezunuyum ve o zamanki çalışma ortamı hiç te iç açıcı değildi, apartmandan ve iş hanından devşirme Fatih Adliyesi ve Beyoğlu Adliyesi'ni bilirim, bugünkü gibi bilgisayarlı duruşma salonları,UYAP,baro servisi ve Çağlayan Adliyesi gibi mekanlar hayal ötesiydi o yıllarda. Hayat bir yarıştır. Yeter ki kurallar eşit olsun. Ayrıca eğer avukatlık mesleğini hakim savcı olamadım bari bunu yapayım tarzında görüyorsak zaten durum daha en başından pek parlak sayılmaz. Avukatlığı yani hiçbir kurumu arkasına almadan tek başına yapılmak zorunda olan zorlu bir mesleği ancak kendine güvenen, cesur ve mücadeleci insanlar başarabilir. Bunu kendinde göremeyenler bari hakim savcı veya akademisyen olsunlar. Avukat olmak aynı zamanda müthiş bir hayat bilgisi ve esnaflık zekası gerektirir. Çünkü müvekkiller aynı zamanda birer müşteridir. Hayatın gerçeklerini idare edebilme sanatı da kolay değildir.