Mesajı Okuyun
Old 29-09-2021, 02:39   #2
bonocui

 
Varsayılan

Merhabalar,

Kredi sözleşmeleri içerisinde yer alan teminat hükümlerinde ya da kefalete ilişkin sözleşmelerin neredeyse hepsinde “Banka lehine verilen teminat, bankanın doğmuş ve doğacak bütün alacaklarına güvence sağlayacaktır” şeklinde, teminat amacı taşıyan bir açıklama yer alır. Bankalar bu açıklamaları, alacaklarına daha kapsamlı koruma sağlamak amacıyla genel işlem koşullarının içerisinde düzenlemektedirler. Dolayısıyla bu açıklamaların geçerliliği, "belirlilik ilkesi", "kişilik hakkının korunması" ve "genel işlem koşullarının denetimi" bağlamında bir değerlendirmeyi gerektirmektedir.



"...mahkemece, hesap kat ihtarnamesi içeriği ile takipte talep edilen kredi kartı alacağının, ticari kredi mi, yoksa tüketici kredisi kaynaklı mı olduğu, alacağa dayanak olan kartın niteliğinin, kapsamının belirlenerek karar verilmesi gerekirken..."
(YARGITAY 12. HD. 2020/6167 E. 2021/2819 K. 11.03.2021 T.)


"...Mahkemece; davalı bankanın söz konusu sözleşmeden önce(10.11.2003 tarihli) dava dışı ... ile imzalamış olduğu kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı borçtan dolayı davaya konu taşınmaz üzerinde mevcut ipotek yükümlülüğünü ipotek işleminin dayanağı olan borç ortadan kalkmış olmasına rağmen ortadan kaldırmayı reddettiği, belirtilen borcun dayanak teşkil eden genel kredi sözleşmesinden önce de mevcut olduğu, zira kredi kartı sözleşmesi ilişkisinin süresiz bir ilişki olduğu ve ipotek işleminden önce de var olduğu ve ipotek işleminde taraflarının iradesinin sadece genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borca yönelik olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile... Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu ipoteğin ...'nin kullandığı, kullanacağı krediler nedeniyle doğmuş ve doğacak borcun teminatını teşkil etmek üzere tesis edilmiş olmasına, ipotek veren taşınmaz sahibi ...'ın borcunun teminatını teşkil etmek üzere tesis edilmemiş olmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle..." (YARGITAY 19. HD. 2012/13841 E. 2013/821 K. 17.01.13 T.)


Farklı yönde bir karar olarak: “Uyuşmazlık, somut olay bakımından ipoteğin fekki koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu durumda; Mahkemece, davaya konu ipotek akdi ve banka kayıtları üzerinde, konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, ödendiği iddia edilen kredi borcu dışında davacının davalı bankaya karşı ipotek kapsamında kalan herhangi bir kredi sorumluluğu bulunup bulunmadığının ve dolayısıyla somut olay bakımından ipoteğin fekki koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanmasına yönelik ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” (YARGITAY 19. HD. 2012/4341 E. 2012/9898 K. 11.06.2012 T.)

Alıntı:
https://l24.im/ptci
https://l24.im/Fd
https://l24.im/7dARxw
https://l24.im/nb5
https://l24.im/3Uj