Mesajı Okuyun
Old 13-03-2012, 13:07   #122
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mhgoksu
Benim sorum GÖREV konusu ile ilgili. İmar uygulaması sonrasında sağlık alanı olarak tahsis edilen imar parseline açtığımız Kamulaştırmasız El Atma davasında idare görev itirazında bulundu. Buna dayanak olarak da Danıştay Sacvılığının Uyuşmazlık Mahkemesinde başvurmasını gösterdi. Ayrıca Uyuşmazlık mahkemesinin bu konuda idare mahkemelerinin görevli olduğu konusunda karar verdiğini ancak kararın henüz yazılmadığını bildirdi. Mahkeme de bu kararı getirmesi için karşı tarafa süre vardı. Yargıtayın bu konuda adli yargı yerlerinin yetkili olacağı konusunda bir çok karar varken Uyuşmazlık Mahkemesi nasıl böyle bi karar verebilir mi? Bu konuda bilgisi olan meslektaşım var mı? Ayrıca idare mahkemelerinin bu davalardaki tutumunu bilen meslektaşım varsa ve paylaşırsa çok mutlu olurum.
İmar planı yapmak ile kamulaştırmasız el atmak ayrı kavramlardır. Her ne kadar imar planı nedeniyle kamulaştırmasız el atma davası açılıyor ise de bu davalarda asıl konu imar planı yapılması değil; kamulaştırma yapılmamasıdır. Uyuşmazlık Mahkemesi bu ayrımı yaparak:
- 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesine göre işlemleri İDARİ YARGI
- Kamulaştırmasız el atmayı ADLİ YARGI
kapsamında düşünmektedir.


3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesine göre GÖREV:
18.maddede belediyelere yetki ve görev verilmiştir: " İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir."

18.madde gereğini yapan belediyenin bu işleminden bir zarar doğduysa idari bir işlemden doğan zararın davasının da idare mahkemesinde görülmesi doğaldır.

Kamulaştırmasız el atmada GÖREV:
Kamulaştırmasız el atmada, davanın konusu imar planı yapılması değil, kamulaştırma yapılmamasıdır. Kamulaştırma yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının zedelenmesi nedeniyle ADLİ YARGININ görevli olması doğaldır. Kamulaştırma Kanunu, Medeni Kanun ve mülkiyet konusu asliye hukuk mahkemelerinin uzmanlığında ve görevindedir.




şmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2010/40
KARAR NO : 2010/185
KARAR TR : 04.10.2010
(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : 3194 sayılı Kanun gereğince tesis edilen idari nitelikteki uygulama işlemlerinden doğan zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K A R A R

Davacı : H. K. H.
Vekili : Av. H. Ç., Av. M. K.
Davalı : Meram Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. A. T.
O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, tapunun Konya ili, Meram ilçesi Turgutreis Mah. 16M4 Pafta, 22697 ada, 11 parsel sayılı 3697.30.m2 lik taşınmazın 42/2400 hissesinin maliki olduğunu; davalı idarece, taşınmazın bulunduğu bölgede 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesini uygulaması sonucunda alınan Düzenleme Ortaklık Payı dışında ayrıca resmi kurum payı altında ayrı bir pay daha alınmış bulunduğunu, bu fazla payın dava konusu taşınmaza hisse olarak katıldığını, bu taşınmazın tamamının ise temel eğitim sahası olarak ayrıldığını; bunun sonucu olarak, müvekkilinin hissesi üzerinde tasarruf etmesinin ve kullanmasının da mümkün olmadığını; bu nedenle, taşınmazın bedelinin davalı idarece ödenmesinin gerektiğini, esasen yapılan işlemin, mahiyeti itibariyle bir kamulaştırmasız el atma işlemi olduğunu; anılan bölgede arsa m2 değerinin 400 TL civarında bulunduğunu, davalı idarece bu güne kadar bedel ödemeye yanaşılmadığını ifade ederek; sonuçta, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak şartıyla, söz konusu taşınmazdaki müvekkilinin hissesine kamulaştırmasız el atıldığından, 7.100. TL’nin kanuni faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline, ileride belirlenecek tam bedelin ödenmesi karşılığında tapunun davalı idare adına tesciline, karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davalı Belediye Başkanlığı vekilince, süresinde verilen cevap dilekçesinde; davacıya ait parselin bulunduğu bölgede 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. madde uygulamasının Meram Belediye Encümeni'nin 30.10.1996 tarih ve 1996/1543 sayılı kararı ile kabul edildiğini, 09.07.1997 tarih ve 1997/998 sayılı kararı ile de onandığını; uygulamaya dahil edilen parsellerden DOP ve KOP kesilerek kalan hak edişlerin imar parsellerine tahsisinin yapıldığını; davacının Kamu Ortaklık Payından alınan hak edişinin 22696 ada, 11 nolu parsele tahsis edildiğini, bu parselin, imar planında "ortaokul" sahasına isabet ettiğini, ilgili kurum tarafından ihtiyaç duyulması halinde kamulaştırma yapılabileceğini; davacının, kamu alanındaki hisseyi imar uygulaması tamamlandıktan sonra satın almış olduğunu, 3194 sayılı yasanın 18. madde uygulamasının dava konusu edilmediğini; 3194 sayılı yasanın 18. madde uygulaması nedeniyle oluşan ve dava konusu edilmeyerek kesinleşen işlemden kaynaklanan davada, idari yargının görevli olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.
KONYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 8.10.2009 gün ve E:2009/278 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazını reddetmiştir.
Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI; uyuşmazlık, imar uygulaması sonucu alınan kamu ortaklığı paylarından oluşturulan 11 nolu parselin imar planında ortaokul alanı olarak ayrılmış olması nedeniyle, bu parseldeki hissesinin bedelinin ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı kamulaştırmasız el atma hukuki temeline oturtulmak istenmiş ise de, davanın konusunun, idarece 3194 sayılı Kanununun 18. maddesine istinaden kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri sonucunda kamu ortaklık paylı olarak alınan ve ortaokul alanına tahsil edilen, ancak, ortada henüz Milli Eğitim Bakanlığınca okul yapımına ilişkin herhangi bir girişimin yapılmadığı yerin bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu ve uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1/b bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamına girdiğinde kuşku bulunmadığı; bu durumda, imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği, nedenlerle; 2247 sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; uyuşmazlık konusu işlemin, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun arazi ve arsa düzenlenmesine ilişkin 18. maddesinin uygulamasından kaynaklandığı, söz konusu maddenin 1. fıkrasında, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve res’en tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu hükmünün yer aldığı; açıklanan nedenlerle, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanunun 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinin düşünüldüğü; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/278 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Sıddık YILDIZ, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 04.10.2010 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, davacının, Konya İli, Meram İlçesi, Turgutreis Mahallesi, 22696 ada, 11 nolu parseldeki hissesine kamulaştırmasız el atıldığından bahisle 7.100.00 TL.nın yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.
(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.
Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.
Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.
Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.
Olayda, davacının hissedarı olduğu taşınmazın bulunduğu bölgede, Meram Belediye Encümeninin 30.10.1996 günlü, 1996/1543 sayılı ve 9.7.1997 günlü, 1997/998 sayılı kararları uyarınca imar uygulaması yapıldığı, uygulama kapsamındaki parsellerden Düzenleme Ortaklık Payı ile Kamu Ortaklık Payı alındığı, alınan kamu ortaklık paylarından 11 nolu parselin oluşturulduğu ve bu parselin imar planında ortaokul alanı olarak ayrıldığı, imar uygulaması tamamlandıktan sonra davacının 11 nolu parselin 61/2400 hissesini 7.9.2004 tarihinde satın aldığı, bakılan davanın da, 11 nolu parseldeki hisseye imar planında ortaokul alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle 7.100.00TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 3194 sayılı imar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamaları işlemlerinin, kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve resen tesis edilen idari işlemler olduğu bu işlemlerden doğan zararın tazmininin istenildiği gözetildiğinde; uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Belediye vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08.10.2009 gün ve E:2009/278 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 04.10.2010 gününde Üyeler Mahmut BİLGEN ve Erdoğan BUYURGAN’ın KARŞIOYLARI ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

3194 sayılı İmar Kanunun 18/10. maddesi uyarınca "Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar, belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz."
16.5.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca istimlak işlemlerine girişilmeksizin idare tarafından taşınmazına el atılan kişinin ilgili kamu tüzel kişiliği aleyhine el atmanın önlenmesi veya el atılan taşınmazın mülkiyetinin kamu tüzel kişiliğine devri karşılığında tazminat davası açabilir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin istikrarlı kararlarında da, bu tür davaların kamulaştırmasız el atma davası olarak adli yargı yerinde görülmesi gerektiği kabul edilmiştir(Y5HD. 1.5.2006, E.2006/2677,K.2006/5324) Bu bakımdan; uyuşmalığın adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumuzdan değerli çoğunluğun aksi yönde oluşan görüşüne katılamıyoruz. 04.10.2010
Üye Üye
Mahmut BİLGEN Erdoğan BUYURGAN