Mesajı Okuyun
Old 08-04-2008, 11:49   #4
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Bu konuda uygulama,ticari usullere göre kıymetli evrakların ticari defterlerine kaydedilmesi gerektiği,ancak kayıt yapılmaması halinde yasal olarak geçersizliklerinin iddia edilemeyeceği yönündedir. Usulüne uygun olarak tutulan ticari kayıtlarda bu senetlerin kayıtlı olması faydalı ve gerekli ise de,yargılamaya konu olaylarda senet ve çeklerin ticari kayıtlarda yer almaması davanın ve yargılamanın özünü etkilememektedir.

En güzel önlem,insanların doğruluk ve dürüstlük kurallarına bağlı olarak yaşamalarını sağlayacak sağlıklı toplumsal/kültürel yaşam şartlarını,politik,eğitsel,kültürel ve sosyal politikalarla ülke olarak oluşturmak. Ne yazık ki ülkemizde son yıllarda doğruluk ve dürüstlük kurallarının yönettiği hukuki ilişkilerin ve alanların yerini sahtecilik/dolandırıcılık/yağma/hırsızlık gibi suç alanları kaplamıştır. Geçen hafta bu durumun bir kara mizahını yaptım : Eskiden ticaret mahkemelerinde yoğunluk olurdu. Şimdi Ağır Ceza Mahkemelerinde...Ticaret mahkemesinde sıra beklemiyoruz.( Ticaret Mh. ne gittim,5 dakikada duruşmaya girdim,salon bomboştu.)Ağır Cezalar ise tıklım tıklım,akşama kadar bekliyoruz. İnsanlarımız artık ticaret,alım satım,kiralama v.b. işler yapmıyorlar,bunların yerini hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, sahtecilik aldı,hepimiz Ağır Ceza Mh.deyiz diye. Artık oto alım satımını değil,oto hırsızlığını,çeklerin ve senetlerin ticari ihdas ve tedavüllerini değil,sahtecilik ve dolandırıcılıktaki tedavüllerini okuyoruz. Yukarıdaki cevabı ezberimden 10 dakikada yazdım (içtihatlar hariç tabii);çünkü,bu konularda baktığım davalar nedeniyle 20-25 kadar kitabı 10-15 yıldır sürekli okudum...