Mesajı Okuyun
Old 01-11-2006, 17:33   #22
Diplodocus

 
Varsayılan Feminism Vs Militancy

Mademki bircok yabanci kokenli kelimeler Turkce'mize girmis, bende yazmimin basligina kokeni 'Latince'den' gelme 3 kelime koyarak baslayayim dedim tartismaya!

Su satirlarin yazildigi siralarda bu konuda yorumlar yapmis, uyelerinizin hepsinin yazdiklarini okudum.Genelde cikardigim sonuc, katilimci uyelerinizin "cogunlugunun" konuya duygusal bir yaklasimla egildigini sezmis olmamdi. Batida belki 1960'larda baslayip, bugun 'demode' olmus diyebilecegimiz bir "Tartisma Yontemi" hala Turkiye gundeminde populerligini koruyor!Gonul arzu ederdi ki, bu konu cok daha ust ve ileri seviyelerde tartisilabilinseydi!

Once yazimin basliginda kullandigim "Latince" kokenli 3 kelimeye aciklik getireyim:

Feminism:"Kadin'in toplumda esit haklara sahip olmasini, (cinselligi acisindan) ele alarak “Dusunce Yoluyla" savunma eylemidir.

Vs. (versus):Karsi (ornegin herhangi bir fikre, dusunceye veya eyleme karsi olma durumu)

Militancy:Bir fikir ve dusunceyi isyankar,agresif ve kati metodlar (Mutlaka Kaba Kuvvet Kullanilmasi Sart degil) kullanarak karsi tarafa kabul ettirmeye calisma yontemi.

Burada yazimin basliginda kullanmis oldugum bu 3 kelimenin sadece 2 tanesi uzerinde duracagim."Feminism"e karsi(vs) "Militancy" yani bu iki kelime ve kavramin arasindaki farklari incelemeye calisacagim.

Maalesef,Turkiye'de cogu kimse hala Feminism'i kadin karsitligi olarak algilayabilmektedir.Yukarida da izah ettigim gibi, Feminism, kadin haklarini toplumda esit olarak savunma hareketinden baska anlami olmayan son derece 'masum' bir kelimedir.Feminism gercek anlami ve ruhu itibariyle kadinin erkege karsi ustunlugunu ne iddia eder, nede boyle bir fikir ve eylemi destekler.Eger Feminism kelimesi burada yanlis algilanip ve anlasilip kullanilmazsa,bir erkek'de Feminist oldugunu rahatlikla ve normal olarak iddia edebilir ve bununda hic bir sakincasi yoktur.Son derece guzel ve kanitlanmis bir ornek vermek gerekirse,Turkiye'de ilk kez kadin haklari ve esitliginin temelini atmis Ataturk'te bir Feminist idi.Lutfen sasirmayin!Sizi sasirttimsa, lutfen yukarida yapmis oldugum 'Feminism'in tarifine bir daha bakin!Daha emin olmak istiyorsaniz, Webster, Collins ve Oxford "Ingilizce'den Ingilizceye" lugatlarina goz atin.Bu arada bende kendimin,(Bir Erkek Olarak) bir Feminist oldugumu, yani kadinlarin da erkekler kadar esit haklara sahip olmasi gerektigine inandigimi, ictenlikle ve iftiharla soyleyebilirim.

Feminism denince derhal yasalari elestirenler, yasalari sorumlu tutanlarda maalesef cikiyor aramizda!Halbuki, Turkiye'de kadini "Ikinci Sinif" olarak gormeye neden olacak her hangi bir yasaya sahsen rastlamadim.Hukukcu uyelerimiz gayet tabi, bu konuyu cok daha iyi bilirler fakat Turkiye'de kadinin egitimine veya secme ozgurlugune sahip bir meslek edinmesine engel konulduguda gorulmemistir.29yil 6 aylik bir aradan sonra ilk kez 2000 yilinda Turkiye'ye dondugumde, kaldigim 2 yil zarfinda dikkatimi ceken ilk sey Turk kadinlarinin cok daha cesur, 60'lara, 70'lere oranla cok daha egitimli olduklari gercegiydi. Turk ordusunda pilot olmaktan tutunda,ozel sektorde banka mudurlerine, doktorlardan sirket yoneticilerine kadar hemen her meslek dalinda kadinlarin aktif olarak rol alabildiklerini gorebilmek mumkun Turkiye'de.Ulkede yasamis olan, ve uzun yillar Turkiye'yi devamli ziyaret etmis, karsilasmis ve tanismis oldugum yabancilarin da gorus ve gozlemleri benimkimden farkli degildi.Demekki degisen dunyayla birlikte Turkiye de bir nev’i degismis dogal olarak!

Yalniz unutulmamasi gereken bir gercek daha var ortada.Bu yukarida kadinlar icin saydigim olumlu gozlemlerimin sadece Turkiye'nin sehirlerinde, bilhassa buyuk sehirlerinde goze carpmasiydi.Turkiye nufusunun en az %50sinin koylerde yasadigi, koy kulturuyle sehirlere goc edenlerin cok buyuk cogunlugunun sehir yasamina intibak edebilmekte zorlandigi, hatta basarisiz kalindigi bir Turkiye'de kadin haklarinin yururlukte olan yasalara ragmen, genis kapsamli bir sekilde ulkenin en ucra koselerinde de tatbik edilebilecegini beklemenin, iddia etmenin, “Turkiye Realitesiyle” bagdasabilmesi mumkun degildir.

Bir ulkede kanunlar tasarlanip yururluge konmadan once, o ulkenin sosyolojik, kulturel, ve moral kavramlari yapisi baz olarak alinir.Bu bakimdan ulkelerin yasalari toplumlarinin yapilarina gore oldukca buyuk farkliliklar gosterebilir.Bunun dogal sonucu olarakta cikartilmis yasalarin pratik'te bir fonksiyonu olamayabilir.Turkiye bu bakimdan bir prototip olarak gosterilebilinir.

Turkiye'deki yasalar yururlukte olsa dahi, toplumun bircok kesiminde ters tepkilere neden olabiliyor.Ornegin, bir bekar kadinin erkek arkadasini, bir bekar erkegin de kadin arkadasini ziyaret etmesi Turkiye de yasallasmis olmasina ragmen, toplumun "bazi kesimlerinde" hala tabu olarak gorulmektedir.Bunun dogal neticesi ise "Sosyolojik Baskilar" ve kisi ozgurlugunun devlet kontrolundan cikmasi oluyor.

Gelelim "Militancy" kavraminin daha genis anlamda aciklanmasina:

Yine yukarida belirttigim gibi Militancy’nin kavramini” Bir fikir ve dusunceyi isyankar,agresif ve kati metodlar kullanarak karsi tarafa kabul ettirmeye calisma yontemi” olarak tanimladim.Bunun icin mutlaka kaba kuvvet kullanilmasinin da sart olmadigini belirttim..Belirtiyorum ki yanlis anlasilmaya neden olmamak icin!

Oncelikle, bundan 25 yil kadar once Ingiltere’de yasanmis ve aylarca kamuoyunu mesgul etmis bir olayi ornek olarak vereyim:

Sigorta sirketleri kisilerin hayatini sigorta ettiklerinde kadin-erkek ayirimini mutlak surette yaparlar. Sebebine gelince, istatistikler gostermistir ki kadin genelde erkekten daha fazla yasadigindan dolayidir. Ornegin, batida kadin ve erkek ayni yastalarsa, her ikisininde sigara ictigini veya her ikisininde sigara icmedigini kabul edersek, kadinlarin hayat sigortasina odedikleri primler erkeklerinkinden cok daha fazladir.Basit bir ornek vermek gerekirse, sigorta sirketleri hayat sigorta primlerinde kadinlara cinsiyet’lerinden (Gender) dolayi 5 yil yaslarini kuculterek indrim yapiyorlardi o tarihlerde.Ve simdide yapmaktadirlar..Diyelim kadin 34 yasinda ise,“Cinsiyetinden Dolayi” yasi 29olarak hesaplanip erkege oranla daha avantajli oluyordu primleri odeme acisindan.

Gelelim diger sigorta cesitlerinden sadece bir baska amacli olanina;eger calisamayacak durum karsisinda bir sigorta alinma durumu soz konusu oldugunda, ornegin kisinin depresyon nedeniyle calisamayacak durumda olma ihtimali..Istatistikler gostermistir ki, kadinin depresyon gecirme riski erkeklere oranla cok daha yuksek oldugundan, kadinlarin bu cesit bir sigorta almalari erkeklere oranla daha fazla prim odemelerini gerektirmektedir.Iste o tarihlerde Ingiltere’de ‘Sozde Feministler” buna siddetle karsi ciktiklari gibi, meseleyi yuksek mahkemeye kadar cikardilar ve mahkemede sigorta sirketlerinin bayan avukatlari dahil, mahkemeye kadinlarin depresyona erkeklerden cok daha fazla egilimli olduklarini kanitlayarak ‘Sozde Feministlerin’ davayi kaybetmelerini sagladilar!

Simdi, bu olayi yuksek mahkemeye kadar tasimis bu kadinlara ‘Feminist’ diyebilir miyiz?

Yoksa bu “Sozde Feministleri’ gercek Feministler yerine Militant’lar’ olarak algilamak daha dogru ve gercekci bir yaklasaim olmaz mi?

Birde Sayin Yilmaz “Toplumsal Cinsiyet” kavramini ortaya atmis? Ve Sayin Kayar’da bu konuda bir tartisma baslatilmasini oneriyor! Sayin Yilmaz ve Sayin Kayar belki simdiye kadar hicbir yerde duymadigim “Toplumsal Cinsiyet” kavramina belki biraz daha aciklik getirirler tartisma baslamadan?

Sayin Ergin’in uretim konusunda yapmis oldugu cok kisa fakat son derece anlamli yorumuda aslinda tartismaya acilmasi gereken zevkli, informatif ve heyecanli olacagina inandigim bir tartisma konusu olacaktir! Ulkede kadinin uretime katki orani ile kadin icin aranan “Emansipasyon” (Ozgurluk) acaba dogru orantili midir?Ekonomik ozgurlugu gormezlikten gelebilir miyiz? Ekonomik ozgurlugune kavusamamis kadinla, ekonomik ozgurlugune kavusmus bir kadin esit olabilr mi toplumda? Kadin icin daha fazla aranan ozgurlugun siniri nerede tayin edilmelidir? Bu sorularin yanitlarini arastirip bulmak gerekir oncelikle.

Yazimi, Kadin-Erkek arasinda ki belirgin ayriliklardan sadece 10 tanesini belirterek bitirmek istiyorum:

1) Kadinin alkollu icki’ye dayanikligi erkege gore cok daha zayiftir.

2) Kadinlar maden ocaklarinda calisamazlar.

3) Kadinin fiziksel gucu erkege oranla cok daha zayiftir.

4) Kadin erkekle bir restoranta gittiginde (Cogunlukla) faturayi erkegin odemesini bekler.

5)Kadin evlenecegi erkegin mali durumunun iyi olmasini, hatta kadinlarin cogunlugu zengin bir erkekle evlenmek veya birlikte olmayi, yasamayi hayal ederler.

6)Kadinlar erkelere gore cok daha duygusal ve alingandirlar, daha cabuk aglarlar.

7) Ciddi bir iliskinin sona ermesinin kadin uzerinde ki etkisi erkeginkiyle kiyaslandiginda cok daha yikici olur.

8) Hormon dengeleri yerinde, hormon sorunlari olmayan kadinlarin cogunlugunda ‘Anne’lik Icgudusu’ vardir.

9)Kadinlarda ‘Babalik Icgudusu” yoktur!

10) Meme kanseri kadinlarin korkulu ruyasidir, erkeklerin degil.

Bu ornekleri cogaltmak mumkun ama simdilik burada kesiyorum.

Saygilarimla.