Mesajı Okuyun
Old 03-04-2008, 14:19   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.nazzehra
...asıl sindirilemeyen şey aldatıldığın halde acıyı ve cezayı çeken de siz oluyosunuz, karşı tarafın kaybettiği bişeyler olmuyor bana göre ...!

Burada asıl sindirilemeyen ve sorun gibi görünen bana kalırsa, aldatanın görünürde cezai müeyyideye tabi olmaması, olabilir mi?

Aldatmaya "Üzülmek" ile aldatmayı "Sindirememek" arasında bir fark var ve ilki kişinin yalnızca kendisi, ikincisi ise her iki yan için tehlikeli.

Üzülmek olağan ve kaçınılmaz, ama konuyu sindirme meselesi olarak algılamaya başlamak, bana göre yanlış ve gereksiz yıpratıcı. Zira kendinizin değil, bir başka kişinin eylemini mercek altına alıyorsunuz ve dolayısıyla bir başka kişinin eylemi nedeniyle kendi iç dünyanız arasında oluşan dalgalanmanın faturasını eylem sahibine yükleyerek ferahlamaya çalışıyorsunuz ki, bu ifası imkansız bir edim olması nedeniyle, "Sindirme" problemi yaratıyor :

Bağışlayabiliyorsanız, bağışlarsınız, ama gerçekten bağışkayabiliyorsanız (Zira aksi halde ya bağışlayana, ya da her iki yana çıkarılan fatura zaman içerisinde bilenip, katmerlenebiliyor)

Ya da bağışlamamayı seçersiniz, bu durumda şahsınıza ait olan acı çekme süreci tamamlandığında azad olursunuz, üstelik deneyimlenen acılar sizi daha dayanıklı kılacağından, süreç bitiminde daha güçlü olursunuz. "Ama aldatan hiç ceza almadı, adalet mi" diye de düşünebilirsiniz, ama bence bu konuda da üzülmenize gerek yok, çünkü aldatan/yanıltan, kişi karşısındakini kendisi gibi bilirden hareketle, zaten güven problemi yaşayan ve kötüsü bunu sizin gibi belirli bir süreç sonunda tamamlayarak tarihin tozlu yapraklarına gömebilecek durumda, olmayan yan olacaktır.

Adil günler dilerim .