Mesajı Okuyun
Old 25-02-2005, 10:40   #51
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

“TÖRE” CİNAYETLERİ BİTMİYOR!
Bugüne dek “töre” cinayetlerinde çok kadın hayatını kaybetti. Birçoğunun davası hala sonuçsuz. Yasalar hala bu konuda yetersiz, kadınlar, kadın kurumları çaresiz..
Kadınlar kurban ediliyor, en iyimser ihtimalle bir suçlu bulunuyor ama bu vahşetinin kararını alanlar yargılanmıyor, bu vahşi kararların önü kesilemiyor.
Mahkemelerde kadın kurumlarının bu davalara müdahil olmaları, “suçtan kadınların direkt etkilenmediği” görüşüyle kabul edilmiyor.

Bu ülkede bu gerekçeyle bir tek kadının bile öldürülmesi, öldürülme ihtimali tüm kadınları direkt olarak etkilemektedir. Bu ülkede milyonlarca kadın bu vahşetin tehditi altında. Davaya konu olması için İlla kadınların ölmesi mi
gerekiyor? Milyonlarca kadın bu tehdit yüzünden ölmeseler de hayatlarını istedikleri gibi sürdüremiyorlar. Ve kendi mahvolan hayatları karşısında başka hayatları kurtarmak için kadın kuruluşları içerisinde haykırıyorlar.

Kadın kuruluşlarının, “töre” vahşetinden direkt etkilenmediği görüşü devam ettiği sürece “töre”nin kararlının alınmasının, bu anlayışların önünün kesilmesi de mümkün olmayacaktır. Çünkü böyle bir anlayış sonuçta hala gerici, feodal, erkek egemen zihniyetlere kapı açmaktadır. Yani erkeğin vurmasına, devletin korumasına neden olmaktadır.

“TÖRE” Cinayetlerinde Kadın Kuruluşlarının Müdahil Olabilmesine Cılız Bir Işık

17 Aralık 2004 tarihinde Bursa’da bir akşam saat 20 sıralarında sokak ortasında kurşun yağmuruna tutuldu 17 yaşındaki F.E.. 17 yaşındaydı. İstemediği biriyle, kendi ailesinden zengin, güçlü olan bir akrabasıyla Çetin Eryılmaz’la evlendirilmek istendi. Kaçmak ya da evlenmek ikilemi içerisinde iki sonuda ölüm diye görerek kaçmaya karar verdi.
F.E bir kadındı. Reddetme hakkı, kendi hayatı üzerine söz sahibi olma hakkı yoktu. Araya aracılar girdi, kan dökülecekti ve F.E.’nin babası 15 yaşındaki M.E.’yi F.’nın yerine Çetin Eryılmaz’a verdi. Böylelikle kan dökülmesini önleyeceğini düşündü.
Evet hayatı kararan ikinci bir kadın. 15 yaşında M.E. imam nikahıyla Çetin Eryılmaz’a Diyarbakır’a gönderildi. Olayın kapandığı düşünülürken, kurşunlar F.E.’yi Bursa’da buldu.
22 Şubat 2005 günü Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşması yapıldı. Duruşmaya F.E. ve daha önceki ifadelerden teşhil edilen Cetin Eryılmaz’ın tutuklu kardeşi Rıza Eryılmaz ve aileside katıldı. Duruşmaya ayrıca Bursa Günyüzü Kadın Dayanışma Kooperatifi adına da Ayşe Batumlu, Ayla Yıldırım,
Aslı Altıntepe ve Gülay Soğan müdahil olmak için dilekçe verdi.

Duruşmada daha önceki tanıklar gibi, F.E.’de baskı ve kardeşinin
hayatınından duyduğu endişe ile vuranı görmediğini beyan etti.
Günyüzü Kadın Dayanışma Kooperatifi’nden Av. Ayşe Batumlu ve Ayla Yıldırım’da daha önceki süreçte yaptıkları özel görüşmelerde kendilerine aktarılan bilgilerin farklı olduğunu ve şuan baskı sonucu beyan değiştirildiğine inandıklarını belirttiler. Mahkeme heyeti Günyüzü adına müdahillik talebinde bulunan kişileri dinlemeye uygun bulması sonucu ilgili
kişilere tek tek söz verildi.

Dava 22 Mart’a ertelenirken, Rıza Eryılmaz’ın tutukluluk halinin devamına ve Günyüzü Kadın Dayanışma Kooperatifi adına müdahillik talebinde bulunanlarında bir sonraki celseye kuruluşta yetkili olduklarına dair belgelerini ibraz etmelerine karar verdi.

Bugüne dek müdahillik talepleri aynı duruşmada reddedilirken, belki de bir ilk gerçekleşti ve mahkeme yetki belgelerinin ibraz edilmesini istedi. Umut ediyoruz ki 22 Mart’ta bir başka ilk gerçekleşecek ve Günyüzü’ne müdahillik tanınmış olacak. Böylelikle töre vahşetine karşı mücadelede vuran erkeğin
arkasından yargının desteğinin çekilmesinin de adımı olabilecek...

Bursa Günyüzü Kadın Dayanışma Kooperatifi